Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı

İlber Ortaylı

Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı kitap alıntılarını, Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Roma tarihçiliğinin çok enteresan başka bir safhası daha vardır. Yunanlılar bunu çok iyi başaramamışlardır. Romalılar bir estetika’dan, ideal estetikten, ideal çizimden çok, realist çizimi tercih eden insanlardır. Herhangi bir Yunan heykeline baktığınız zaman orada bir güzellik, ideal bir güzelliğin sentezi söz konusudur. Myron, Diskophol’u yapar, o ideal bir erkek atlet vücududur veya Praxiteles, Knidos Afroditi’ni yapar, o ideal bir kadın vücududur. Bütün ölçüleri birbirine uyar; belki dünyada öyle kadın vücudu yok. Roma’da bu yoktur; Romalılar realist insanlardır, fotoğraf gibi portre yaparlar: Konsüllerin portrelerine bakın, yüzündeki çıbanı, karga burnu, kalın burnu, bazen patlak gözleri, vücutta nisbetsizlik varsa onu görürsünüz. Romalı bu realizmini tarihî portreleri tasvir ederken de yansıtır.
Roma mülkünün Yunanlısı ve Yunanca konuşanı da Romalıya benzemekte gecikmedi ve o kazanda eridi. Yunanlılık imparatorluğun doğusunda âdeta koïne dediğimiz orta Yunancaya münhasır kaldı. Roma kendi dünya görüşünü Yunanlılığa içirdi ve Yunanlılar klasik düşünce ve geleneklerinden taviz verdiler. 3. asırda tüm Roma tarihini Yunanca olarak kaleme alan Nicealı (İznik) Dio Cassius’ta bunu görmek mümkün. Çoğu zaman kendi klasik filozof ve tarihçilerini bile doğru dürüst tanımayan bir Yunanlı muhitte, filozof Plotinus (204-269) ne kadar klasik Yunanlı babalara sadık bir Yunanlı filozof olarak kalabilmişse (!) bu yeni Romalı-Yunanlıların da Thukydides geleneğine sadakatleri o kadardır. Dio Cassius’tan başka bir Suriyeli Herodian aynı şekilde bu yeniçağın çizgileri ile yazdı. Milâdî 180-238 yılları arasını, Herodian Roma annalleri biçiminde, ama renkli çizgiler ve ahlâkî nesir olarak kaleme aldı. Roma halkının Şark’taki olaylarını; Milâdî 36-378 arası itibariyle kaleme alan geç antik devir tarihçisi, Antakyalı subay Ammianus Marcellinus’tan öğreniyoruz.
Reklam
İslâm asırlarına gelindiğinde Doğu Akdeniz’de böyle bir Yunanca yaygınlığı vardı. Milâd sıralarında kibar insanlar (Roma İmparatorluğu’nun her yanında) Yunanca öğrenirler ve Yunanca öğrenerek meselâ Antakya, İskenderiye ve Kudüs’e gider, oradaki Yahudilerle konuşurlar. Dolayısıyla tek tanrı inancı Yunanca aracılığıyla her yerde tanınıyor, düşmanı var, ama saygı gösteren çok.
Bu konuda pekâlâ bin yıldır bazı eserlere, lûgat ve gramere rastlanır ki; bizzat Türk bilginler tarafından kaleme alınmış, çoğaltılmış, okunmuş ve tanınmıştır. Ancak Türklerin bu eserlere ilgisi bile zaman zaman kesintiye uğramıştır ve bu özellik bu vakte kadar da sürmektedir.
Gerçi güzel sanatların hepsi Medicilerin zamanlarından daha yüksek derecelere götürülmediler; lakin insan idraki umumî bir mahiyetle tekemmül etti
Troyalılarla Akhalılar savaşıyor, tanrıları da işin içine karışıyor. Sanki ülkücülerle solcular kavga ediyor da politikacılar bu işe burnunu sokuyor, akıl öğretiyor gibi.
Reklam
197 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.