Osmanlı Gerçeği Sözleri ve Alıntıları
Osmanlı Gerçeği sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Gerçeği kitap alıntılarını, Osmanlı Gerçeği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı'nın benzeri koşullardaki tüm imparatorluk deneyimleriyle (Roma, Bizans, Pers, Emevi, Abbasi, Selçuklu) benzerlikleri farklılıklarından çok daha baskındır. Bu bağlamda Roma'dan nasıl farklı yanları varsa, aynı şekilde Selçuklulardan da vardır.
Sayfa 288Kitabı okudu
Osmanlı'da Köylü İsyanlarının Sebepleri Üzerine
Bu direniş aynı zamanda kulluğa, denetlenmeye, vergiye ve isteği dışında savaşa girmeye, özetle sömürü ve despotizme karşı direniş olacaktır.
Sayfa 292Kitabı okudu
Esasen Osmanlı'nın ilk dönemlerinde, iktidarda temsil edilen dinsel anlayış alabildiğine gevşek ve kurallardan uzaktır. Nitekim Orhan Gazi tarafından, Bursa'nın zaptında büyük himmeti ve askeri coşturarak zaferde katkısı olan heterodoks derviş Geyikli Baba'ya bir kısım arazi ile iki yük şarap ve iki yük rakı verilmesi hususu son derece dikkat çekicidir..
Sayfa 58Kitabı okudu
Mustafa Kemal için; Osmanlı tarihi, baştan nihayetine kadar hakanların, padişahların, şahısların; en nihayetinde zümrelerin hal ve hareketlerini kaydeden bir destandan başka bir şey değildir. Mazinin, asırların elimize tarih diye uzattığı kitabın mahiyeti bundan ibarettir.
Osmanlıcılık yükseldikçe halkın hak ve özgürlüklerinin gerilediği özellikle anımsanmalı.
Osmanlı’ya öykünmek demek, kendimizi reaya düzeyine indirmeyi bir erdem haline getirmek, tebaa olmayı içselleştirmek, bizi fikrimizi sormadan kayıtsız şartsız yönetecek, padişahvari yöneticilere ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini emanet etmek demektir.
İlk Osmanlı toplumunda iktisat işlevi algılanmıyordu. Daha doğrusu savaşçılık işlevi, onu içerip eritmişti. Yani emek vererek üretmek gibi bir anlayış yoktu. Ayrıca, üretilen malı üretenden gasp etmek, üretmekten daha kolaydır..
Sayfa 52Kitabı okudu
Osmanlı bir aşiret devleti değil farklı aşiret ve inanç kökenlerinden gelen gazilerin/alplerin, göçebelerin, dervişlerin, ahilerin ve bir de Rumların oluşturduğu, giderek hanedanlığa dönüşmüş bir devlettir.
Sayfa 95
1453 den, 16. yüzyıl sonuna kadar iktidar olan 48 sadrazamın sadece 4 tanesi Türk-Müslüman soyundandır. Bu durum Fatih ile başlamak üzere Osmanlılığın milli kimliğini ne kadar çok yitirdiğinin de açık göstergesidir..
Sayfa 322Kitabı okudu
Osmanlı üzerinden Türkiye toplumunu ikinci bir özümsemeye (asimilasyona) uğratmaya çalışanlar, büyük avantaja sahip olduklarının da bilincindeler. Ancak bu galibiyetin tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi halk ve ülke açısından ciddi bir faturası var. Osmanlıcılık yükseldikçe haklın hak ve özgürlüklerinin gerilediği özellikle anımsansın. Üstelik Osmanlılıkta kendini bulan, yani hayallerini ancak tarihin derinliklerinde, üstelik kendilerini ezmiş olanların kimliğinde bulan bir halkın bugünü ve geleceğin Osmanlı döneminden farklı olması düşünülemez. Osmanlı'ya öykünmek demek, kendimizi reaya düzeyine indirmeyi bir erdem haline getirmek, tebaa olmayı içselleştirmek, bizi fikrimizi bile sormadan kayıtsız şartsız yönetecek, padişahvari yöneticilere ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini emanet etmek demektir.
Sayfa 3Kitabı okudu
Hararet nardadır sacdadır
Keramet başkadır tacda değil
Her ne ararsan kendinde ara
Kudüs’te, Mekke’de, Hacda değil
Görünüşünüz neye benzerse benzesin, nezaket sizi dünyanın en güzel insanı yapar.
Pir Sultan Abdal
Bin cefalar etsen almam üstüme/ Gayet şirin gelir dillerin dostum/ Varıp yad ellere meyil verirsen/ Kış ola bağlana yolların dostum/ Pir sultan Abdal’ım gülüm dermişler/ Şu benim yarime nasıl kıymışlar/ İster isem dünya malı vermişler/ Sensiz dünya malı neylerim dostum.
Ziya Gökalp “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak adlı çalışmasında, Osmanlı egemenlik sistemini; ne Türk, ne Kürt, ne Arap, ne Arnavut’tu. Bütün milletlere düşman bir topluluktu. Bu topluluk Arap’ı beğenmez, Kürdü küçümser, Lazla eğlenir, Türk’ü aşağılardı.” diye anlatır.
Pir Sultan, Engels’in de işaret ettiği gibi, dinsel bir söylem altında gerçekleşen “devrimci bir muhalefet”, bir “sınıf mücadelesi” örneğidir.