Sivas ellerinde sazım çalınır/ Çamlıbeller bölük bölük bölünür/ Dostan ayrılmışım bağrım delinir/ Katip arzuhalimi yaz Şah’a böyle/ Pir Sultan Abdal’ım ey Hızır Paşa/ Gör ki neler gelir sağ olan başa/ Hasret koydun bizi kavim kardaşa/ Katip ahvalimi yaz Şah’a böyle
Dadaloğlu gibi direnme gücünü bulanlar için ise, açık bir düşmandır Osmanlı;
Belimizde Kılıcımız kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir.
Şeyh Bedrettin, dinlerin eşitliği ve devlet sisteminde hristiyanlarla ilişkilerin düzeltilmesi görüşünü savunuyordu. Beyazıt'ın haraç ideolojisi de, Musa'nın gazilik fikri de tamamen olumsuz düşüncelerdi. Bedrettin, geniş çaplı bir hoşgörü düşüncesiyle, Türkler ve yerli halk arasında bir kaynaşma sağlamak istiyordu. Dinlerin eşitlik ilkesini bu amaçla yayıyordu. Ancak burada sadece dinsel alandaki ayrımcılığın değil, siyasal alandaki ayrımcılığın da terk edilmesi söz konusuydu. Yenenler ve yenilenler yeni bir devlet sistemi içinde kaynaşmış bir toplum oluşturmalıydılar. Şeyhin öngördüğü böyle bir toplumda dinsel ve etnik sınırlar kalmayacaktı..