Berlin kongresi'nden sonra ağır bir darbe yiyen ve tarihi dönüm noktasına gelen Osmanlı İmparatorluğu yöneticilerinin büyük devletler arasında Almanya yakınlık duymalarının nedenini Avrupa büyüklerin dış politikalarındaki ilkeleri yöneldikleri etki alanlarının Osmanlı İmparatorluğu'nun yaşama şansına son verecek biçimde değişmesidir.
Alman subayların da Türk dilini öğrenemeyip, Türkiye'yi tanımamaları ve tanımamakta ısrar edişleri onların başarısızlık ve sevimsizliklerinin en önemli nedenlerindendir.
Türkiye Almanya'nın iktisadi, siyasi, askerî nüfuz alanına girdi, ama gerçek Alman kültürünü değil, yüzeydeki Alman kültürünü, daha doğrusu Alman propagandasını tanıdı.
Bizzat Sultan Abdülhamid; " giden paşazadelerin askerlik mesleğini öğreneceklerine, eğlence ve sefahat ile vakit geçirdiklerini sonra da gelip kendini beğenmiş bir tavırla arkadaşlarını ve ihtiyar komutanlarını küçümsediklerini " itiraf etmektedir.
Alman sanayiinin çağın ölçüleri içinde önemli gelişmeler kaydetmesinde demiryolu yatırımlarının payının İngiltere ve ABD'ye oranla daha fazla oluşunun rolü büyüktür.
Herzl burada bilinen o meşhur teklifi, Filistin'e Girit’in benzeri özerk bir statü verilmesi ve Yahudi göçüne göz yumulması karşılığı, Osmanlı borçlarının ödenmesi için teşebbüse geçecekleri teklifini yapmıştı. II. Abdülhamid bu teklif üzerine, “Yahudi milletine karşı derin bir sempatisi olduğunu, ancak bu isteklerini yerine getirirse büyük devletlerle, özellikle Rusya ile başlarının derde gireceği, meseleyi nazırlarla tartışması gerektiği” cevabını verdi.