Osmanlı İmparatorluğu'nda Kölelik ve Kadınlar

Madeline C. Zilfi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
16. yüzyıl seyyahı de Nicolay İstanbul’da Esir Pazarı’nda sergilenen yalnız bir esirin çarpıcı bir portresini sunmuştur: “Kapalı Çarşı’nın bir köşesinde üstü başı soyulmuş, on üç-on dört yaşlarında, orta karar güzellikte bir Macar kızı gördüm ve onu bir saatten kısa bir süre içinde üç kez ziyaret ettim. Sonunda yaşlı bir Türk (Müslüman) tüccara otuz dört dükkaya satıldı
17. yüzyılda Polonyalı seyyah Simeon benzer bir sahne aktarmıştı: “Alıcılar yaklaşıp genç kızların yüzlerini ve göğüslerini açıyor bir kusur olup olmadığını görmek için bedenlerini tepeden tırnağa inceliyordu.
Reklam
Seks ticaretinin yaygın bir biçimi, bir kadın kölenin, şeriat hukukunun hıyar-ı ayıb düzenlemesine göre satın alınmasıydı. Bu düzenleme erkeklere de uygulanıyordu ama kadınlar söz konusu olduğunda, kadın kölenin bir kusuru görüldüğünde birkaç gün, genellikle üç gün sonra sarıcıya iade edilebiliyordu.
Bazı kızlar, nihayetinde evin oğluyla ya da başka bir akrabayla evlendirilmek üzere yetiştiriliyordu. Baba evinde ikametin yaygın olduğu Osmanlı toplumunda azatlı olsun ya da olmasın köle bir gelin, antropolojideki dışarlıklı gelin âdetinin bir örneğini oluşturuyordu.
Ondan yüzyıl önce şair Nabi de (ölümü 1712) aynı fikirdeydi, oğluna yasal bir evlilik yapmak yerine kendini cariyelerle tatmin etmesi tavsiyesinde bulunuyordu.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.