Osmanlı Klasik Çağında Siyaset

Feridun M. Emecen

Most Liked Osmanlı Klasik Çağında Siyaset Posts

You can find Most Liked Osmanlı Klasik Çağında Siyaset books, most liked Osmanlı Klasik Çağında Siyaset quotes and quotes, most liked Osmanlı Klasik Çağında Siyaset authors, most liked Osmanlı Klasik Çağında Siyaset reviews and reviews on 1000Kitap.
Bugünün Osmanlı tarihçiliğine bakıldığında geçirilen sosyal ve ideolojik değişimlerin tarihi ele alış biçimlerini derinden etkilediği görülür.
Osman Beyin 1324'te vefatının ardından yerine geçen oğlu Orhan'ın iki sene sonra Bursa'nın fethiyle Osmanlı Beyliği'nin teşekkül aşaması tamamlanmış oldu. Osmanlı Beyliği bulunduğu bölgede siyasi istikrarı temin etme yolunda kuvvetli adımlar attı.
Sayfa 67 - Timaş Yayınları
Reklam
Osmanlı tarihinin dönüm noktasını Rumeli yakasına geçiş ve burada tutunma teşkil eder. Orhan Bey'in saltanatının son yıllarında Osmanlıların Gelibolu yarımadasında, ileride Trakya'ya kadar uzanacak bir köprü başı tutmayı başarmaları o dönem için hiç kimsenin düşünemeyeceği gelişmelerin başlangıcını oluşturmuştur.
Sayfa 71 - Timaş Yayınları
Yıldırım Bayezid'in Eflak Seferi.
Nitekim Oruç Bey, Yıldırım Bayezid'in Niğbolu ve Silistre'yi fethedip Eflak iline geçtiğini belirttikten sonra: "Eflak'in beyi ol vakit Mirçi kâfir dirler idi. Mirçi Eflak çerisiyle gelip Sultan Bayezid'e leşker çekip karşı geldi, biribiriyle buluşup mukabele olup ceng-i azim oldu, şöyle ki Müslümandan, kâfirlerden hayli kırgın oldu, iki taraftan hayli adam öldü. Gördüler ki kâfir leşkeri vardukça urdu. İki leşker birbirinden ayırd olamayup akşama kadar ceng oldu" der. Ardından bu şiddetli savaşta iki tarafın kendi ordugâhına çekildiğini, ama ihtiyatlı davranarak attan inmediklerini, gece yarısı Hayreddin Paşa'nın kardeşi vezir Ali Paşa'nın savaş meydanına gelip Osmanlı askerlerinin cesetlerini toplatarak ırmağa atıp sakladığını, sabahleyin harp meydanına gelen Mirçea'nın ortalıkta sadece kendi askerlerinin cesetlerinin bulunduğunu görünce dehşete kapılıp kaçtığını hikâye eder.
Sayfa 225 - Timaş Yayınları
1389'da Kosova Savaşı Osmanlı bayrağı altındaki Anadolu konfederasyonunun ilk ciddi görüntüsünü teşkil etmiştir. Bu savaşa neredeyse bütün Batı Anadolu beylerinin kuvvetleri katılmıştı. Fakat I. Murad'ın şehadeti, bu ittifakın çözülmesine, Karamanoğulları'nın son bir çabayla diğer beylikleri kendi yanına alarak Anadolu'daki Osmanlı topraklarına saldırmasına yol açtı. Belki de bu durum babasının yerine geçen Yıldırım Bayezid'e köklü bir çözüm yolu gösterdi. Bu ise sert ve katı bir anlayışla beylik topraklarını vasilik değil doğrudan merkezin kontrolüne alıp bir Osmanlı sancağı haline getirmek idi.
Sayfa 84 - Timaş Yayınları
416 syf.
9/10 puan verdi
... bilhassa sınır hattındaki Osmanlı sandallarının "büyük kulak" olarak rollerinin mühim olduğu, hatta Tuna boyundaki Macar kalelerinin Habsburglar tarafından... XVII. ve XVIII. yüzyıllar Osmanlı merkez siyasi yapısında, padişah ve karizmatik idareciler değil, onların altındaki bürokrasinin, askeri ve ilmiye gruplarının belirleyici rolünün daha önem kazanmaya başladığını anlamak gerekir. 15 yy öyle değil. S 28. XIX asrın büyük bir Alman düşünürünün "Tarih belirli aralıklarla yeniden yazılmalıdır, bu sadece yeni vakalar ortaya çıktığı için değil, zamanla bakış açıları değiştiği için de gecerlidir" sözü herhalde bizatihi siyasi tarih için sarfedilmiş olmaldır. S 29
Osmanlı Klasik Çağında Siyaset
Osmanlı Klasik Çağında SiyasetFeridun M. Emecen · Timaş Yayınları · 200943 okunma
Reklam
Rusların Önemli Bir Güç Olarak İnkişafı. s.112-113
Moskova Knezliği'nin yükselişi, I. Süleyman ile çağdaş Korkunç İvan zamanında olmuştu. Fakat Osmanlılar bu devirde kuzey stepleriyle ilgilerini himayeleri altındaki Kırım Hanlığı vasıtasıyla sürdürme eğilimindeydiler. Kırım hanları ise vergiye bağladıkları ve âdeta gelenek haline getirdikleri yıllık akınlarla yıprattıkları Rusları büyük ve ciddi bir tehlike olarak görmemişlerdi. Hatta Osmanlıların dahi ağırlıklı olarak bu bölgeyle ilgilenmelerini istememişler ve bunu türlü şekillerde engellemeye çalışmışlardı. Rusların Kazan ve Astarhan'ı ele geçirişi, Azak istikametindeki emelleri bu durumu değiştirecek ve yeni politikaların ikamesini gerektirecekti.
Sayfa 113 - Timaş Yayınları
Anadolu'nun sosyal, iktisadi, dinî hatta idari yapısında mühim değişikliklere yol açacak olan Oğuz kabilelerinin göçleri yerleşik Selçuklu idaresini ve devlet sistemini etkilemiştir. Selçuklular yarı göçebe hayat tarzı içindeki bu grupları iç düzenlerinde karışıklığa, çekişmeye yol açma ihtimali karşısında sınır boylarına sevk ettiler.
Sayfa 53 - Timaş Yayınları
Osmanlı idare geleneğine göre yeni ele geçirilen bölgelerin tahrir denilen geniş çaplı sayımları yapılırdı. Bu sayımlar vergiye esas olan nüfus ve varlığı tespit etme ve bunları tımar sistemi çerçevesinde paylaştırma amacını taşıyor ve aynı zamanda merkezî idarenin gücünü ve denetimini gösteriyordu. Bu sayımlar vasıtasıyla tahriri yapılan bölgelerin nüfusu yanında bütün yerleşme yerleri, ziraat alanları ve yetiştirilen ürünleri sayılır, vergi hacimleri tespit edilirdi.
Sayfa 240 - Timaş Yayınları
Arnavutların İslamiyeti kabulleri, kuzeyde Slavlaşmalarına, güneyde ise Rumlaşmalarına mani olarak, millî benliklerinin muhafazasını sağlamıştı. Bizans ve Sırp devletlerinin baskısı ile dağlara çekilen ve hayvancılıkla uğraşan Arnavutlar ve Ulahlar, Türk fethinden sonraki müsait vasattan istifade ile ovalara inerek apayrı bir cemiyet teşkil etmişler ve yayılışları kuzey, kuzeydoğu istikametinde ağır ağır genişlemişti. İslamlaşmanın tesiriyle gerek kolonistler, gerek Slavlar ve Rumlarla kaynaşma husule gelmiş, baskın olan grubun dili hâkim olmuştu. Müslüman Arnavutlar bu sayede kendilerini korudukları halde, Hristiyan kalanlar güneyde Rumlaşmaktan kurtulamamışlardı.
Sayfa 310 - Timaş Yayınları
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.