Osmanlı Lakapları

Erol Çağlar

Osmanlı Lakapları Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Lakapları sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Lakapları kitap alıntılarını, Osmanlı Lakapları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
GİZLİ SITMA HACI İBRAHİM EFENDİ
İbrahim Efendi’nin lakabı olan “gizli sıtma” tabiri kendini belli etmeyen, merhametsizce tavırlarından dolayı verilmiştir.Maliyeci olan “Gizli Sıtma İbrahim Efendi” acımasızca mali cezalar verdiği için halk arasında bu lakaba layık görülmüştür.
Kuyucu Murat Paşa
Lakabıyla alakalı iki ayrı rivayet vardır: Birisi, 1585 yılında Safeviler üzerine Tebriz Seferi’ne gittiğinde atıyla bir kuyuya düşmüş ve burada esir olarak İran’ın eline geçmiş.Bu yüzden “Kuyucu” lakabıyla anıldığı söylenmektedir.Diğer bir rivayete göre de Anadolu’da isyan çıkartan Celalileri, bu isyanı kanlı bir şekilde bastırmış ve isyancıların kafalarını kuyulara doldurarak gömdürdüğü, bu sebeple de “Kuyucu” lakabıyla anıldığı söylenir.Celalileri uzun müddet at üzerinde takip etmekte zorlandığından, düşmemek için kendisini atına bağlatırmış.Hırslı bir paşaymış.
Reklam
PAKÇAMÜEZZİN BALTACI MEHMET PAŞA
Baltacılar, sarayda hem ısınmak için kullanılacak hem de ekmek fırınlarında ya da hamamda kullanılacak odunları temin eden bir ocaktır.Bunların “Zülüflü Baltacılar Ocağı” diye de bir ocakları vardır.Baltacı Mehmet Paşa, buradan saray hizmetine girmiş. Sesi çok güzel olduğundan musikiye heves etmiş.Müzik talim etmiş, müezzinlik yapmış.Bu yüzden “Mehmet Halife” namını almış.Temiz yüzlü, akça pakça yüzlü olduğu için de “Pakçamüezzin” lakabını almıştır.Kaba işle uğraşan bir baltacının, müzikle ilgilenmesi çok enteresandır ve ecdadımız açısından gurur duyulacak bir hadisedir.
İbrahim Müteferrika, Fransa'ya elçi olarak gönderilen Yirmi Sekiz Mehmet Efendi'nin oğlu olan Sait Mehmet Paşa'yla birlikte İstanbul'da ilk Türk matbaasını kuran kişidir. 1674'te Doğu Macaristan'ın Kolojvar kasabasında Kalvinist bir ailede dünyaya gelmiştir. Papazlık eğitimi görmüş, bu eğitimi esnasında 1692'de Türk akıncılarına esir düşmüş ve 1695'te İstanbul'da köle olarak satılmıştır. Hürriyetini satın alacak parası olmadığından ve kendisine eziyet eden sahibinin elinden kurtulmak için İslamiyet'i kabul etmiştir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Müneccimbaşı Ahmet Dede
Müneccimbaşı Ahmet Dede, “Müneccimbaşı” unvanını icra ettiği ve alanında uzman olduğu mesleği sebebiyle alırken, “Dede” unvanını ise Mevlevi tarikatı şeyhlerine Dede denilmesi dolayısıyla almıştır.
Sayfa 110Kitabı okudu
MEZAMORTA HÜSEYİN PAŞA
Kaptan-ı deryalığı esnasında Venediklilerle yaptığı savaşta ağır bir şekilde yara alıp esir olmasına rağmen iyileşip geri döndüğü için İtalyanca “yarı ölü yahut ölüp de dirilen” anlamındaki “Mezzo- morto” ifadesinden bozma “Mezamorta” lakabını almıştır.
Reklam
84 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.