Osmanlı Padişahları kitaplarını, Osmanlı Padişahları sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Padişahları yazarlarını, Osmanlı Padişahları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Saki, getür, getür yine dünkü şarabımı
Şöyle dile getür yine çeng ü rebabımı
Ben var iken gerek bana bu zevk ü bu sefa
Bir gün gele ki görmeye kimse türabımı
II. Murat
"... Orta kıratta adamlar rakipten korkarlar, etraflarına kendilerinden aşağı simaları toplayarak kendi üstünlüklerini meydana çıkarmak isterler. Osman ise büyük adamdı, işinin erbabını hiç tereddüt etmeden işinde kullandı..."
Ben bu kitabın ilk basımlarından birini bir sahafta bulmuştum. İlk basımlarından diyorum çünkü yeni basımlarında birçok sansür ve kesilmiş bölüm bulunuyor. Kitapta her osmanlı padişahının dönemindeki olaylar ve padişahların özellikleri çok keyifli bir şekilde ele alınmış. Asla okuması zor olan boğucu tarih kitaplarından biri değil. Bir padişahın kararını veya hareketlerini yargılamadan o dönemi göz önüne alabilmek çok önemli. Hiç kimse o kadar büyük toprak parçalarını kaybetmek istemez ama neden kaybedildi? Kaybedilmemesi için neler yapılabilirdi? En önemlisi şimdiki ülke politikası Osmanlı dağılma dönemine ne kadar benziyor ve insanlar manevi duyguları kullanılarak nasıl kukla gibi oynatılıyor? Hepsinin cevabını bu kitapta eğlenerek bulabilirsiniz. Keşke hiç sansür uygulanmasaydı. Aslında bu tarihimiz ve edebiyatımız açısından büyük bir kayıp olmakla beraber yazara da çok büyük bir ayıp. Kendi tarihimizi neden kendi insanlarımızdan gizliyoruz. Bırakın bu kitap kesilmeden yayınlansın, bırakın Afet İnan'ın Vatandaş İçin Medeni Bilgiler kitabı kesilmeden yayınlansın. İyisiyle kötüsüyle doğrusu ve yanlışlarıyla hepsi bizim atamız ve tarihimiz. Bizler böyle tarihimizi gizledikçe insanlarımız TRT dizilerinden tarih öğrenip düşünce şekillendiriyorlar. Umarım daha anlayışlı ve karşıt görüşlere hoşgörülü bir halk oluruz ve bu kitaplar buna vesile olabilir.
Berlin Muahedesi'yle büyük Bulgaristan yerine küçük ve Türkiye'ye bağlı bir Bulgaristan Prensliği kuruldu. Balkan
Dağları'nın cenubunda Hristiyan bir valiyle idare edilir bir Şarki Rumeli vilayeti teşkil olundu. Romanya, Sırbistan ve Karadağ tam istiklale kavuștular; Besarabya, Tuna ağızları, Anadolu'da Batum, Kars ve Ardahan Rusya' ya brakıldı. Muvakkat kaydıyla Avusturya, Bosna ve Hersek'i ve emanet kaydıyla İngiltere Kıbrıs Adası'nı aldı. Tesalya nın büyük bir parçası Yunanistan'a verildi. Hatta İran lehine de bir hudut tashihi yapıldı
1881de Fransızlar Tunus'u, 1882'de İngilizler Mısır'ı, 1885'te tam istiklalini ilan eden Bulgarlar Şarki Rumeli vilayetini işgal ve ilhak ettiler, artik Babıâli demeyelim, Yıldız bu tecavüzleri protesto etti ve protestolarını takip etmedi. Abdülhamid'in bu dış siyaseti hiç değişmedi. 1897'de Giritlilerin çıkardığı ihtilale yardım eden Yunanistan' a harp açtı, harbi kazandı, fakat Avrupa devletlerinin tavassut ve müdahalesiyle eski hudut üzerine sulh yaptı, Girit Adası'na muhtariyet verdi.
(Padişah 1. Abdülhamit'in, cariyesi Ruhşah'a yalvarmalarıyla dolu davetnamelerinden)
"Efendim, Hamid sana kurban olsun. Bu gece teşrifin ile kulunu ihya eyle. Billahi sabra mecalim kalmadı. Hem ayın iptida gecesidir, kerem senindir. Bu gece kendimi güç ile zaptettim, ayağını öpeyim, Allah Teala aşkına beni bu gece mahzun eyleme efendim, sana kul ve kurban olayım."
...
"Bu gece de gelmezsen bilirim ki, bana muhabbetin yoktur. Benim bu halime düşmanım bile rahmeder. Akşam ve sabah gelip bir lahza oturmak iş deĝildir. Kulun ayağına gider, yüzünü sürerdi, istemezsin diye gitmedim. Ölürsem sen ne olursun diye düşünüyorum. Sen de böyle edince ölüm bana hayır geliyor."
İstanbul'da Çemberlitaş arkasında Sultan 1. Mahmud'un yaptırdığı büyük cami ile medrese 1755'te 3. Osman'ın zamanında bitti, kardeşinin hayır eserini benimsemekten çekinmedi, camiye "Nur-i Osmani" adı verildi.
(1. Mahmud) Sarayburnu'nda Topkapı denilen yerde İncili Köşk'ün altına kadar uzanan muhteşem bir ahşap sahilsaray yaptırdı, "Topkapı Sarayı" adı verildi; bu güzel bina ileride yanacaktır, fakat ismi bütün Saray-ı Humayun'a alem olup kalacak, Fatih'ten beri "Saray-ı Cedide-i Amire" (Yeni Saray) denilegelen İstanbul'daki bu binalar mecmuasına Topkapı Sarayı denilecektir.
Ne kadar yazıktır ki, milli şerefi ayak altına düşürdügünü fark etmeyen izansız gayz ve kinin uydurduğu bir yalan hala hakikatmiş
gibi anlatılır:
Baltacı Mehmed Paşa, çadırına gelen Petro nun karısı Katerina'nın kaşına gözüne ve etine buduna hayran olmuş, mücevheratına tamah etmiş, bu eski fahişenin bir gecelik visaline karşı Petro'yu ve Rus ordusunu esir almayıp serbest bırakmış...
Çorum'un Osmancık kasabasından ayağında çarıkla İstanbul'a gelerek namusuyla, iffetiyle, hizmetiyle yüksele yüksele veziriazam olmuş Baltacı Mehmed Paşa, Katerina'yı yatağına almak değil, yüzünü görmek değil, resmini dahi görmemiştir.
Prut'ta elli bir yașında, dini salabet ve milli vakar sahibi vezirdi, birkaç erkek artığı Katerina için değil, peripeyker bakire için dahi altın adını bakır yapamazdı. Kaldi ki bugün aydın bilinen bir hakikattir. Türk düşmanlığında en önde bulunanlardan Deli Petro, Katerina'yı lakabına yaraşan çılgınlıkla has dostlarının gözlerinden kıskanmiştı; çariçeyi bir Türk serdarının otağına gece yarısı misafirliğine gönderecek adam değildi.
Prut sulhu, Karlofça Muahedesiyle kaybedilen memleketleri geri alma yolunda ilk adım oldu. Baltacı Mehmed Paşa'nın gördüğü mükafat da, şahsi düşmanlarının tezvirlerine alet olan nankör III. Ahmed'in emriyle boynuna geçirilen cellat kemendi oldu.
Yıldırım Sultan Bayezid'in esaret hayatı üzerine çok şeyler söylenmiștir. Niğbolu'da bir Fransız kılıcıyla yüzünden yaralanmış olan Bayezid Han'ın bir gözünün yanı büzük kalmıştı.
Atından indirilip Timur'un yanına götürüldüğünde Emir Timur gülmüş, Bayezid Han: "Allah'ın bedbaht ettiği bir adamla istihza (alay) fenadır" deyince Timur: "Allah' ın bu dünyayı benim gibi bir topal ile senin gibi bir köre bıraktığına gülüyorum..." demiş.
Koçu'nun bu kitabını kesinlikle kitaplığıma ekleyecegim ve ögrencilerime de tavsiyede bulunacağım. Öyle bir defa okunup bırakılacak kitaplardan biri değil. Üzerine çok çalışılıp not alınacak/ eklenecek bir çalışma. Anlatımı akıcı ve her düzeyde okuyucunun rahatlıkla faydalanacağı bir kitap.