Fransız yazar Lamartin, Osmanlı'nın kuruluşundan Sultan Abdülmecid dönemine kadar yaşanan olayları akıcı bir üslupla anlatıyor. Yazar, Devletin kuruluş dönemindeki bazı olayları yanlış yorumluyor, fakat bu yanlışlık bizim tarih yazarlarımızda da sıklıkla rastlanan bir durum, o yüzden yazarı eleştirirken biraz insaflı davranmak gerektiğini düşünüyorum. Kitabın ilk bölümlerinde yayınevinin, Lamartin'in yazdıklarını uzun dipnotlarla düzeltmeye çalışmasını pek doğru bulmadım. Bunun dışında, olaylar anlatılırken yazar çok nadir olarak önemli gördüğü tarihleri belirtiyor, bu durum yaşanan olayların hangi yıllarda gerçekleştiğini öğrenmek açısından önemli bir eksiklik. 17. Yüzyıl itibarıyla yaşanan olaylar hakkında yazarın yapmış olduğu dikkat çekici yorumlar var. Özellikle lll. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde yaşanan Napolyon'un Mısır Seferi, Osmanlı - Rus savaşları, iç karışıklıklar, orduda yenileşme girişimleri gibi olaylar üzerindeki yorumları, çağdaş Fransız bir politikacı ve yazar olması sebebiyle önemli. Yazarın ülkemizdeki birçok insana kıyasla Osmanlı tarihine daha çok ilgi duyduğunu ve Türk dostu olduğunu söyleyebilirim. Bu durum Osmanlı'nın gelişmesine katkı sağlayan yöneticileri göklere çıkararak övmesinden, Osmanlı'ya zarar veren yöneticiler dahil bütün insanları yerin dibine sokarak eleştirmesinden anlaşılıyor. Tarih meraklılarının sıkılmadan okuyacağını düşünüyorum. Bu akıcı anlatımda Lamartin kadar; kelle koltukta savaşan, çağ açıp çağ kapayan, dünyaya hükmeden, sonra sultan katleden, kazan kaldıran, entrikalar çeviren ecdadın da önemli katkısı var. İyi okumalar...