You can find Oldest Osmanlı Tarihi 1.Cilt books, oldest Osmanlı Tarihi 1.Cilt quotes and quotes, oldest Osmanlı Tarihi 1.Cilt authors, oldest Osmanlı Tarihi 1.Cilt reviews and reviews on 1000Kitap.
Osmanlı Tarihi ile ilgili muhtasar kitap olarak çok iyi bir eser.Çok fazla zamanım yok ciltlerce Osmanlı Tarihi okuyamam diyen biri iseniz bu kitaba başlamak ve sonraki 2 ciltle devam etmek sizin için bazı şeylerin yerine oturması açısından yeterli olacaktır.Tavsiye edilir efendim.
Oğuz Han'ın Gün Han, Yıldız Han ve Ay Han adlarındaki üç oğlu dâima sağ tarafta yer alıyorlardı. Bunlara "Bozoklu" denilmekteydi. "Ok" kelimesi, kadîm Türkçe'de boy (kabile) mânâsında kullanılıyordu. Gök Han, Dağ Han ve Deniz Han adındaki diğer üç oğlu ise, sol tarafta yer alıyordu. Bunlara da "Üçoklar" veya "Üçoklu" adı verilmekte idi. Bu altı evlâdın her birinin idâresi altında dört boy vardı. Bunlar da kendi aralarında itibârlarına göre sıralanıyorlardı. Bu sûretle Oğuzlar'ın, yirmi dört boydan teşekkül ettikleri görülmektedir. Bu boyların her biri eti yenmeyen avcı bir kuşu mukaddes etmişlerdi ki; buna "Ongun" denilirdi. Bir de, her boyun bir "damga" sı vardı. Bu, uğur addedilerek davarlara, kap-kacağa vurulur ve hattâ mezar taşlarına bile hâkkedilirdi.
.
.
.
Oğuzlar, sîyasi bir câmia veya memleket için "el" veya "il" tâbirini kullanırlardı. Bu sebeple Oğuzlar'ın siyasî topluluğuna ve ülkelerine "Oğuzeli", Oğuzeli'nin başındaki hükümdara ise, "Yabgu" denilirdi.
.
.
.
Kayıhanlılar veya Kayı Boyu, Oğuzların daha itibarlı addedilen sağ tarafta yer alan boylardan, yani Bozoklar'dandı. Bu gruptaki boyların kendi aralarındaki sıralanmada da en sağda yer alıyordu. Yâni Bozoklar'dan, Gün Han'a tâbi dört boyun en itibârlısıydı.
Selçuklu Devleti'nde, Osmanlılar'da olduğu gibi "siyâseten katl" meşrû addedilmemiş olduğundan bütün Hânedân Mensupları tahta çıkmayı kendileri için tabiî bir hak olarak görmekteydiler. Bu sebepledir ki; hanedan mensupları arasındaki saltanat mücâdeleleri bu devletin yıkılışına kadar sürüp gitmiştir. Hatta denilebilir ki, bu sûretle ortaya çıkan isyan ve ihtilâller Selçuklu tarihindeki hâdiselerin en az yarısını teşkil etmiştir.
.
.
.
Büyük Selçuklu Devleti kuruluşundan itibâren asla merkezî otoriteye sâhip olamamış hemen hemen dâimî bir sûrette "federal" bir bünye arz etmiştir.
Bâyezid:
-Allahı'ın bedbaht ettiği bir insanla alay etmek ne fena bir şey.
Timur:
-Hayır, maksadım seninle alay etmek değildir. Allah'ın bu dünya'yı senin gibi bir körle, benim gibi bir topala bıraktığına gülüyorum..