Osmanlı’da Bir Vampir – Béla

Mehmet Bilal

Most Liked Osmanlı’da Bir Vampir – Béla Posts

You can find Most Liked Osmanlı’da Bir Vampir – Béla books, most liked Osmanlı’da Bir Vampir – Béla quotes and quotes, most liked Osmanlı’da Bir Vampir – Béla authors, most liked Osmanlı’da Bir Vampir – Béla reviews and reviews on 1000Kitap.
Vampir olmanın en kötü yanlarından biri de farklı dönemlerde aynı sahneleri seyretmek insanların büyük olaylar karşısında şaşırma masını kolayca unutmalarına mutlulukları için mutlu olmalarına mutlu oldukları için veya mutlu olmak telaşı ile kendilerine eğlenceye vurmalarına defalarca tanık olmak!
220 syf.
2/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Ne Osmanlı hikayesi ne de Osmanlı dönemi hikayesi!
İddialı bir ismi olmasına rağmen maalesef Osmanlı dönemini çok iyi yansıtamamış. Sırf betimlemek için betimlenmiş bazı çevre ve bina betimlemeleri var. Onun haricinde kitabın genelinde sanki başkahraman vampir Bela günümüzde yaşıyor ve bugünden bakarak olayları anlatıyor havası var. Bu da tam o döneme girmeyi zorlaştırıyor. Tanzimat dönemi romanları gibi bir olayı başta azıcık anlatıyor, daha sonra bunu anlatacağım diyerek akışı kesiyor ve devam ediyor. Bazı bölümlerde sahne ve duygu geçişleri çok hızlı olmuş. Sanki kitap bazı kısımlardan kırpılmış gibi. Bir vampir hikayesi olarak yeterince klasik noktalar varken farklılık adına bazı oğlancılık ve eşcinsellik ögeleri katılmış.Osmanlı dönemi hikayesi bekleyen, kendini muhafazakar olarak tanımlayan okur grubunun dikkatine. Özellikle bu beklenti içinde olanlar boşuna okumakla zaman kaybetmesin.
Osmanlı’da Bir Vampir – Béla
Osmanlı’da Bir Vampir – BélaMehmet Bilal · Nar Kitap · 201326 okunma
Reklam
Suçluyu aramak değil , suçlu bulmaktı asıl dertleri.
Sayfa 140 - Nar KitapKitabı okudu
Herkesin bir sırrı vardır yoksa da olur demiştin sana istediğin zaman anlatırsın ama ben sormam Bu yetişkin tavrı ile beni utandırma ya devam ediyordu. Ben senin gibi değilim sırlara saygım var demek istiyordu. Ben anlatana kadar sen de benimkini kurcalama demeye getiriyordu.
Aşağı yukarı 200 yıldır hayattayım sadece kendimden veya paşa'dan yola çıkarak söylemiyorum bazı annelerin çocuklarını en azından bazı çocuklarını sevmediğini görecek kadar yaşadım. Hiçbir içgüdü edinilmiş hiçbir bilgiyi kafaya zorla sokulan davranış kalıpları ve ezberler veya mahalle baskısı içinden gelmiyorsa Bir annenin çocuğunu sevmesine yetmiyor.
Büyükken de kimliğimi sorgulamak kendimi gurur duyduğum milletim ile diğer insanlardan farklı görmek içimden gelmedi gibi aklımdan da geçmedi. Hem niye geçsin ki? Bir milletin mensubu olmak ödül mü diğerlerini aşağıda tutan bir mertebe mi? Öyle bile olsa ben bunu kazanmak için mücadele mi verdim? Ölünecek kadar çok mu çalıştım? Ne gibi bir fedakarlık da bulundum? Hangi sınavlardan geçtim de hak ettim bu ayrıcalığı?
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.