Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Zihniyet , Siyaset ve Tarih

Şükrü Hanioğlu

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Zihniyet , Siyaset ve Tarih Gönderileri

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Zihniyet , Siyaset ve Tarih kitaplarını, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Zihniyet , Siyaset ve Tarih sözleri ve alıntılarını, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Zihniyet , Siyaset ve Tarih yazarlarını, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Zihniyet , Siyaset ve Tarih yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Resmî Türkiye'nin yirminci asrın ilk yarısında göremediği bir diğer gelişme de Türk laikliğinin de bir parçasını meydana getirdiği ideolojinin kendi Ortodoksluğunu yaratabileceği olmuştur. Tıpkı günümüzde birçok konuda Katolik Kilisesi'nden daha katı yorumları sahiplenen Amerikan Protestan teşkilâtları ya da İslâm'ın özüne dönme ilkesi çerçevesinde püritanizmi savunma amacıyla ortaya çıkan ama süreç içinde kendi tezini katı bir kuram haline getiren Vahhabî ve Selefî hareketleri gibi, Türk laikliğinin temelini meydana getirdiği ideoloji de kendi Ortodoksluğunu yaratmış ve taraftarlarının bir bölümünü bir dinin sâlikleri haline getirmiştir...
Dinde Reform
Yirminci asır başından itibaren Osmanlı/Türk entelelctüel hayat ve siyasetinin gündeminden hiç çıkmayan konulardan birisi de şüptıesiz "Dinde Reform"dur. Onselcizinci asır Fransız ve ondolcuzuncu asır Alman popüler materyalizminin, pek de anlamlı olmayan telifiyle yaratılan Osmanlı/Türk "Aydınlanmacı Bilimciliği", toplumda
Reklam
Kendi toplumsal ve kültürel meselelerini, hatta tarihini, ancak Batı merkezli parametrelerle tartışabilen Türk entelektüelleri söz konusu alanlara "Sened-i İttifak, Türk Magna Cartası'dır." ya da "Kur'ân, Müslümanların İncil'idir." benzeri kavramsallaştırmalarla yaklaşmakta, bu nedenle de abesle iştigal ifadesiyle tarif edilelecek tahliller yapmaktadır.
31 Mayıs 2004
Üniversite giriş imtihanı katsayısı değişikliği üzerinde kopan fırtına, bize sembollerle temsil edilen bir çatışmanın derinliğini göstermektedir.
Müslüman kitleleri çağa uydurma cehdiyle ortaya çıkan Osmanlı entelektüellerinin hepsi de bu kitle tarafından yeni bir din yaratma suçlamasına maruz bırakılmış ve dolayısıyla yaratabildikleri tesir son derece sınırlı olmuştur.
Benzeri bir zîhnî karışıklılık da laiklikle dini reform arasında karşılıklı bir ilişki var sayılmasıyla ortaya konmaktadır. Türk toplumunun önemli bir kesimince laikliğin ne kadar katı uygulanırsa din üzerinde o derece kuvvetli bir reform tesiri icra edeceğine inanılması, bu kesimlerin laiklik kadar din kavramını anlamada da ciddi sorunları okduğunu ortaya koymaktadır.
Reklam
"Dinde Reform" evrime dirençli bir bünyenin din dışı unsurlar (bilim) tarafından müdahele edilerek düzeltilmesini, zamanla uyumlu hale getirilmesini savunmaktadır. Bu teze göre, ancak bu sağlandıktan sonra çağıyla barışık hale gelebilecek olan İslam alemi toplumsal ve bilimsel gelişmeye engel olma yerine onları içselleştirecektir.
Yirminci asır başından itibaren Osmanlı/Türk entelektüel hayat ve siyasetin gündeminden hiç çıkmayan konulardan birisi de "Dinde Reform"dur
Oldukça muğlak ama "her şeye kadir" olduğuna inanç duyulan bilimin, fazla da uzak olmayan bir gelecekte yaratacağı yeni ahlâk anlayışı ile dinlerin yerini alacağı kabul ediliyordu. ... Bu fikirler belirttiğimiz gibi Osmanlı entelektüel çevrelerinde de çok sayıda taraftar buluyorlardı ki bunun fazla da garipsenecek bir yönü yoktu. Sorun bu tartışmaların neden Osmanlı/Türk kamuoyuna taşındığı değil, böylesi bir "bilimcilik" anlayışının nasıl olup da vülger biçimiyle günümüz Türk kamuoyunda egemen popüler söylemi oluşturmakta olduğudur.
Ondokuzuncu asırda altın çağını yaşayan bilimcilik yalnızca her şeye kadir bir 'bilim'i ideolojisinin merkezine yerleştirmekle kalmıyor, felsefe, insan davranışları ve toplumsal bilimlerin de deneysel bilimlere ait yöntemlerle yapılması gerekliliğini savunuyordu.
30 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.