Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset

Kemal H. Karpat

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yüksek mevkilerin çoğu zaman intisap yoluyla (aile ilişkilerine dayanan bürokratik veraset) veya padişahın veya sadrazamın ihsanıyla elde edildiği yozlaşmış sivil bürokrasinin aksine erkân-ı harb subayı (kurmay subay) bulunduğu yere yoğun bir rekabet ve sürekli bir çalışmayla geliyordu. Bütün kurmay subaylar yabancı dil biliyordu ve çoğu yurtdışında görev yapmıştı.
"Siyaset ne zaman,nerede olursa olsun her orduyu zayıflatmış, yok etmiştir ki Balkan Savaşı buna en güzel örnektir."
Sayfa 15 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlk Osmanlı milliyetçileri bir milleti oluşturan pozitif objektif unsurlarla ilgilenmeyip devletin ayakta kalmasını sağlayabilecek bir ideoloji arayışı içinde oldular. Bu tutum Pan-Turanizm anlayışında da muhafaza edildi ve böylelikle "Turan yurdunda" yaşayan insanların gerçek yaşamı, kültürü ve refahına çok az ilgi gösterildi. Önemli olan birey değil devletti.
Sayfa 216Kitabı okudu
Çoğu kişi tarafından muhafazakar ve dinci gerici olarak görülmekle birlikte, Abdülhamid'in saltanat yılları, Osmanlı tarihindeki en yoğun modernleşme dönemiydi. Hamid dönemi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bir istibdat dönemi olmasına ve bireysel hakları baskı altında tutmasına karşın, bu dönemin Cumhuriyet Türkiyesi'nin kurumsal ve eğitimsel temellerini attığı söylenebilir.
Sayfa 108Kitabı okudu
Osmanlı nın son zamanları
Ne var ki askeri eğitimin subaylarla sivil memurlar arasında niteliksel farklar yaratan belli yönleri vardı. Askeri okullardaki eğitim nispeten daha gelişmişti ve teknik düzeyi daha yüksekti. Askerlerin yaşamı örgütlü ve disiplinliydi. Askerler arasında sivillerde eksik olan bir kardeşlik, arkadaşlık ve birlik ruhu söz konusuydu. Subaylar çoğu kişinin sandığı gibi köylerden değil ülkenin her tarafından geliyorlardı, ancak esas ağırlık taşra şehirlerinden gelen subaylardaydı.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.