Osmanlı'nın Hayaleti

Erhan Afyoncu

Osmanlı'nın Hayaleti Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı'nın Hayaleti sözleri ve alıntılarını, Osmanlı'nın Hayaleti kitap alıntılarını, Osmanlı'nın Hayaleti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir imparatorluktan milli bir devlet gibi davranması beklenilemez.
Yeditepe yayınevi
Bugün Türkiye’de değişik etnik kökenden insanlar vardır. Ama bunlar kendilerini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kabul ettikleri sürece Yahudi olsalar ne olur? Başka bir etnik kökenden olsalar ne olur?
Reklam
Türk toplumu kitap okuma alışkanlığını hâlâ kazanamadı.
Birbirimizi yeme konusunda sınır tanımıyoruz
Türk tarihine göz atıldığında büyük savaşların çoğunun Türk devletlerinin kendi arasında meydana geldiği görülür. Göktürkler’le Türgişler arasında meydana gelen ve ilk defa iki büyük Türk devletinin karşılaşması olan Bolçu savaşlarından itibaren Türk devletleri birçok defa harp meydanlarında karşılaştılar. Gaznelilerle Selçuklular Dandanakan’da, Osmanlılar’la Akkoyunlular Otlukbeli’nde, Osmanlılar’la Safeviler Çaldıran’da, Osmanlılar’la Memlükler Mercidabık ve Reydaniye’de savaştılar.
Tek Türk veziriazamı olan Piri Mehmed Paşa, seleflerinin durumuna düşme ihtimali büyük olduğundan, bir gün Yavuz'a "Kendisini ne zaman öldürteceğini sormuş", Yavuz da bu soruya şakayla karışık olarak, "Yerine birini bulamadığını, bulduğu gün öldürteceği" cevabını vermişti.
Sayfa 109Kitabı okudu
Yavuz'un veziriazamlarını en ufak hatalarında öldürtmesi üzerine halk arasında kızılan insan için "Sultan Selim'e vezir olasın" deyişi söylenmeye başlandı.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Dört kitaba, peygamberlere inanırlar ve Hazreti İsa ile annesi Hazreti Meryem’i kutsal sayarlar. Fakat Türk, kendi peygamberini, Hazreti İsa’dan üstün olduğuna ve İsa’nın Tanrı olduğuna inanmaz.
Martin Luther
Martin Luther
Yıldırım Bâyezid esir düşünce, başlangıçta Timur tarafından iyi karşılandı. Ancak oğlu Çelebi Mehmed tarafından kaçırılmak istenmesi üzerine, güvenlik tedbirleri artırıldı ve Yıldırım demir bir kafese konuldu.
Osmanlı yönetiminin güvenilirliğin gerektiği yerlerde Türkler’i ön planda tutması, Türklüğünün farkında olduğunu açıkça gösterir.Devşirmeler, Osmanlı sistemine kazandırılmak için Türk köylülerine verilirdi. Bir köylünün yanına devşirme için birisinin verilmesine “Türk’e vermek” deniliyordu. Ayrıca tamamen güvenilir kadrolara ihtiyaç duyulan Kuzey Afrika’daki Garb Ocakları’nın, askerleri Batı Anadolulu Türkler’den seçilirdi.
Reklam
18. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda basılan kitap çeşidi 50 bulmaz ki aynı asırda Japon kalkınması henüz başlamışken Japonya'da 10000 çeşit kitap basılmıştır.
Sayfa 196 - yeditepeKitabı okudu
Matbaanın geliş üzerinden yaklaşık üç geçmiş olmasına rağmen ve nüfusumuzun kat ve kat artmasına rağmen Türk topluluğu kitap okuma alışkanlığını hala yakalanamadı.Zaten kitapla aramız iyi olsaydı bugün, kütüphanelerimiz de Matbaadan önceki dönemde yazılmış her eserin yüzlerce binlerce nüshası bulunurdu.
Sayfa 196 - yeditepeKitabı okudu
Matbaanın kurulmasından İbrahim Müteferrika'nın ölümüne kadar geçen yaklaşık 20 yıllık dönemde Müteferrika'nın gayretleriyle 17 kitap basılabildi. . Müteferrika'nın ölümünden sonra ise yalnızca bir kitap basıldı ve ondan sonra matbaa 27 yıl faaliyetini ara verdi bu durum matbaanın kurulmasının yanı sıra faaliyetinin tamamen İbrahim Müteferrika'nın gayretlere yürütüldüğünü ancak buna karşılık toplumda kitap basımına fazla bir rağbetin olmadığını açıkça gösterir.
Sayfa 196 - yeditepeKitabı okudu
Türk ismi Avrupalılar için şeytan, dinsiz ve barbar manasına gelmekteydi. Avrupalılar bu düşüncelerini kitaptan resme herşeye yansıttılar. Türk askerlerinin şeytana benzetildiği veya şeyhülislâm şeytanın kafasını okşarken gösterilen resimlere rastlanılır. Türkler Avrupa’da “Korkunç Türk”, “Müthiş Türk”, “dinsiz Türk”, “hain Türk”, “çağımızda Avrupa’nın karabasanı” gibi sıfatlarla da nitelendirildiler.
Türkiye’ye matbaanın geç girişi hep tartışıldı, fakat matbaanın gelişinden sonra, ne olduğu üzerinde fazlaca durulmadı. Matbaanın kurulmasından İbrahim Müteferrika’nın ölümüne kadar geçen yaklaşık 20 yıllık dönemde Müteferrika’nın gayretleriyle 17 kitap basılabildi. Müteferrika’nın ölümünden sonra ise yalnızca bir kitap basıldı ve ondan sonra matbaa 27 yıl faaliyetine ara verdi.
122 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.