Nazım Hikmet ve Yaşar Kemal aklımdaki sorulara yeni kapılar açmıştı. Tüm Türklerin birlesecegine inanirken, başka meselelerin de olduğunu görmeye başlamıştım. İşsizlik ve yoksulluk gibi konularin, herkes Türk olsa da çözülemeyeceğini anlamıştım. Solla tanisincaya kadar.
Yaralayan, darbe vuran kitap okumalıyız. Okuduğun kitap yumruk gibi inmiyorsa kafana, neden okuyorsun ki? Kitap içimizdeki buzulları parçalayacak balta olmalı.
Annem 90 yaşında hastanede.
Ağzından kan geldi.
Doktor geldi, baktı.
"Normaldir" dedi.
Bırakıp gitti.
Meğer susuz kalan çatlak dudağı kanamış!
(Gündüz Vassaf, "Normallik Patolojisi " isimli yazısından)
Yaşamın ciddi
olup olmadığını
anlayana dek bunu
bende bilemeyeceğim.
Onun tehlikeli olduğunu
ve insanın canını çok
yakabildiğini biliyorum.
Ama bu illaki ciddi de
Olduğu manasına gelmiyor.
Tanrı bana
değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme rahatlığını, mümkün olanları değiştirme cesareti ve bunları her zaman birbirinden ayırma bilgeliğini bağışlasın.
İnsan daha iyi bir evrenin
başlangıcıydı belki de.
İnsan doğasındaki bir kusur da herkesin
inşa etmek istemesi;
ama kimsenin korumak istememesi.Ve en kötü kusur da su katılmamış salaklar olmamız.
Güzelim dünya,
seni kurtarabilirdik,
ama öyle kahrolası adi
ve tembeldik ki....
KURT VONNEGUT