İlk defa Dostoyevski okurken bu kadar zorlanıyor olduğum için Öteki ile ilgili ne söylemeli bilemedim. Denk geldiğim kimi eleştiri ve incelemelerde Gogol ile ilişkili pek çok bağlantının bulunduğundan bahsediliyordu. Ben bu bağlantıları yakalayamadım. Ancak bunun dışında bana kalırsa yine Dostoyevski kahramanlarından Yeraltından Notlar’dan tanıdığımız ana karakter ile epey benziyordu Golyadkin. Özellikle kendilerine döndükleri, nasıl biri olduklarını tanımladıkları monologlarda bu benzerliği yakalayabildim. Örneğin Yeraltından Notlar’da "Ben yalnızca ters bir insan değilim; hatta nasıl biri olduğum da belli değil. Ne tersim, ne uysalım, ne alçağım, ne onurlu, ne kahraman, ne korkak." derken karakterimiz, Golyadkin’den de kendisine yönelik benzer tanımlamalara sık sık denk geliyoruz. Ve denk geldiğimiz bu monologlar ve tanımlamalar da kitabın ve elbette çevirinin güçlü olduğu alanların başında geliyor. Golyadkin kendi kendine konuşmaya başladığında yaşadığı aceleci, sıkıntılı ruh hali okuyucuya da geçiyor. Ete kemiğe bürünüp bir yandan söylenirken bir yandan da üstünü başını çekiştiriyor, düzeltiyor ve en nihayetinde konuşması sonlandığında biz de onunla beraber derin bir nefes alıyoruz. Kafka’nın da sık sık kullandığı karakterin düşünce akışını bu şekilde okuyucuya iletmesi, bizim karakterin yaşadıklarını daha rahat anlayabilmemiz için gerçekten iyi düşünülmüş ancak bana kalırsa yeterince başarılı bir örnek değil. Bu açıdan elbette keyifli bir okumaydı ancak benim tam olarak aradığımı bulamadığım bir kitap oldu.