Bu kitaba bir de önsöz yazmış Ahmet Erhan. İroni bir üslupla bu saklı şiirler genelde şairin ölümünden sonra yayımlanır, ama ben hiç değilse bir kez ölümü aldatmak istedim o yüzden yayımlıyorum diyor.
Ahmet Erhan'ın şiirlerindeki bir özelliği de onu başlarına ithaf edip yazmasıdır. Bu kitabında henüz başlarda ilk iki şiirinden birini A. Kadir', diğerini ise Hüseyin Ferhad'a ithaf etmiştir.
Konuşurken ağzımdan/kır çiçekleri fırlasın diyor şair, oysa hep mermi çekirdekleri dökülmüştür dişleri dökülür gibi ağzından.
"Çocukluğum ben burdayım." Şair bulunduğu yaşın ızdırabı, hüznüyle eriyip biterken hep o günahsız ve kedersiz çocukluğunu anar ve ona ne halde olduğunu anlatmak ister gibi seslenir, ben burdayım gel kurtar beni der gibi.
Ahmet Erhan yalnızlık, acı ve ölümü o kadar yoğun yaşamış ki yüreğinde içiniz boşaltmak temizlemek ister arzusuyla... "Bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum" diyor. Belki bir nebze olsun rahatlacak gözyaşları şairi.
"Ne bir dost var, ne bşr düşmanım/gelip karşıma oturacak." Şairler kimsesizlerdir ama değil mi? Ne diyor Ahmet Erhan "hep yalnızlıklarda geçti ömrüm." Ahmet Erhan için tek dost Alkol.