Damarlarıma zorla şırınga edilmiş yanlış bir hayattan istifa ediyorum, bu hayatı istifrağ ediyorum, bu hayattan nihayet istiğfar ediyorum, bir ömür boyu kötülükten asma ağacımın gölgesine sığınıyorum.
O da teslim olmak istiyor; mâsivâ kuyularında boğulmak değil, fenâ denizlerinde kulaç atmak istiyor. İyi ama, bu hayata tadını veren her şeyi bir çırpıda nasıl terk etmeli? Ya terk etmek sonunda seni salim bir limana ulaştırmazsa? Ya vardığın yerde önceki hayatının nimetlerini hatırlar da nedamet getirirsen?
İnsan belleği bataklık gibi. Yıllar önce karanlık diplerin emdiği hatıraları günü geliyor güneşe tutuyor, adeta kusuyor onları.
Ve mazi, çıplak ayakla istikbale yürürken derinizi dalayan ısırgan otlarını andırıyor.
En az aşk kadar güçlü bir duyguydu ve anlaşılan o ki beynim geri planda kalmaya dayanamamış, bir askerî darbe ile kalbimi alaşağı ederek yönetime el koymuştu.