İnsanların gözünde neden sayı gördüğünü bilmeyen Deniz, kendi halinde yaşayıp giderken Deniz'in gelip anlattıklarıyla kafası ve hayatı alt üst olan Bahar ve tesadüfler silsilesiyle hayatının kadınıyla tanışan Efe... Bu üç insanın hayatı çözmeye çalıştıkları ve aslında mecbur kaldıkları bir gizem etrafında birleşiyor.
Tarih düşülerek verilen bölümlerin zaman sıralamasının karıştırılması özellikle bir gizem katmış gibi hissettirmedi bana; aksine, bir anlam arayıp da bulamayınca üzüldüm. Olayların bir yerde kütüphaneye bağlanmış olması inanılmaz modumu yükseltiyor, mesleki ilgi mi algıda seçicilik mi karar veremiyorum. Ben daha kitabın ortalarına gelmeden gizemi çözdüğüm için karakterler ne zaman çözecek ve nasıl tepki verecekler diye bekledim.
Efeyle ilgili verilen bölümlerden birkaçında gizem faktörüne ek olarak ele geçirilmeyle ilgiliymiş gibi bir hava katılmaya çalışılmış, ama gereksiz bir yönlendirme yapılmış; zira sonunda bağlandığı bir nokta yoktu.
Hilmi amcanın çocukken ve Bahar'ın da transtayken gördükleri o gizemli figür açıkta bırakılmış; kurgunun mantık çerçevesinde hatırı sayılır bir çatlak açmış.
Kitapta sıklıkla bahsi geçen filmi seyretmediğimi fark edince hemen izlenecekler listeme ekledim; ayrıca teşekkürler.
Birkaç olumsuzluğa rağmen, hem farklı bir türde yazmayı başardığı hem de ilk romanı olduğu için yazarı tebrik ediyorum. Sıkmadan okutturdu kendini kitap.
