Otuzüç Pencere
Bediüzzaman Said NursîEn Eski Otuzüç Pencere Gönderileri
En Eski Otuzüç Pencere kitaplarını, en eski Otuzüç Pencere sözleri ve alıntılarını, en eski Otuzüç Pencere yazarlarını, en eski Otuzüç Pencere yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Veyahut hadsiz derece hata ederek o Sâni-i Mukaddes'e "Tabiat" ismini verip O'nun mu'cizât-ı kudretini, o tesmiye bahânesiyle tabiata isnat edip, bin derece muhâli birden irtikâb etmek mi istersin?
Sonra her menzilden, her tabakadan, her âlemden, her tâifeden, her ferdden, herşeyden, kendini gösterecek yani vücudunu ve vahdetini bildirecek pencereler açmış. Her kalb içinde bir telefon bırakmış.
Ey bîçare münkir! Kime güveniyorsun ki, bunları dinlemiyorsun? Veyahut gündüz içinde gözünü kapamakla, dünyayı gece mi oldu zannediyorsun?
33.Söz - 16
İşte ey tabiat bataklığına düşen gafil! Eğer tabiatı bırakıp kudret-i İlahiyeyi tanımazsan; herbir şeye, hattâ herbir zerreye, hadsiz bir kuvvet ve kudret ve nihayetsiz bir hikmet ve maharet, belki ekser eşyayı görecek, bilecek, idare edecek bir iktidar, herşeyde bulunduğunu kabul etmek lâzım gelir.
33.Söz - 24
Evet, herbir nebatın çiçek açması zamanında ve sünbül vermesi anında, tebessümkârane manevî tekellümleri hengâmındaki tesbihleri, kendileri gibi güzel ve zahirdir.
33.Söz - 33
San'atlı bir eser, san'atkârı îcab eder.
33.Söz - 52