Cilt 1

Öyküleriyle İstanbul Anıtları

Adnan Özyalçıner

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bir Mimar Sinan dehası ve zarifliği...
Derler ki, yılın belli bir gününde Edirnekapıdaki Mihrimah’ın üstünde güneş batarken Üsküdar'daki Mihrimah’ın üstüne ay doğar. Bu da bu söylenceye benzer doğa öyküsünü Mihrimah adının anlamıyla, ʻgüneş ve ay'la, birleştirir.
Güzeldir insanların çevrelerindeki yapılar için öyküler anlatması. Onların o şehre sahip çıkmalarının gizi bu öykülerde saklıdır.
Reklam
Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi , Osmanlı dönemi mimarisinde yapılmış son örnektir (1819)
Sayfa 382 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Sanki Yedim Camii :)
Öykü kısaca şöyledir: XVIII. yüzyılda yaşayan Keçeci Hayrettin Efendi, vara yoğa para harcamayan, canının çektiğini yemeyen eli sıkı bir adammış.Bir lokantanın önünden geçerken canı yemek isterse lokantaya girer, yemekleri gözden geçirdikten sonra dışarı çıkarmış. Ardından, hemen, kendi kendine gülümser: "Sanki yedim" diyerek, yemeğe harcaması gereken parayı ayırıp kesesinden bir kenara koyarmış. Bu iş yıllarca sürmüş. Sonunda biriktirdiği bu paralarla bir cami yaptırmış. Yaptırdığı cami de bu yüzden "Sanki Yedim" adını almış.
İstanbula yakın en güzel yerin Kağıthane olduğu, kuşku duyulmaz bir gerçektir.Avrupalılar buraya “tatlı sular vadisi”derler.Bu ad şairane olduğu gibi,buraya yakışıyor da.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.