Kitabı çocuk gelişimi bölümünün oyun dersinde hocaların tavsiye etmesi ile okudum. Oyun çocuğun dilidir. Anne, baba, öğretmen yada çocuklarla bir şekilde iletişim kuran birisiyseniz, oyunun çocuklar için ne kadar ciddi bir iş olduğunu, olumlu veya olumsuz duygularını oyunlar aracılığıyla nasıl yansıttıklarını, bunları yansıtmakta zorlandıkları zamanlarda da onlara ulaşabilmenin tek yolunun birlikte oyun oynamaktan geçtiğini fark edeceksiniz. Burada dikkat edilmesi gereken husus kitapta anlatılanların oyun terapisi olmadığıdır. Oyun terapisi böyle bir şey değildir. Fakat bu durum, oyunun daima iyileştirici bir etkisinin olduğu gerçeğini de değiştirmez elbette. Daha çok çocuk ve karşısındaki kişinin daha bilinçli olarak oyun oynaması ve oyun sayesinde güçlü bir bağlanma sağlanması üzerinde yoğunlaşılmış. Bağlanma oyunları; ayrılık oyunları, saçma oyunlar, çocuğun yaşça geriye gittiği oyunlar gibi 9 türe ayrılmış ve her bir tür örneklerle desteklenmiş. Yazar çoğu örnekte kendi çocuklarıyla yaşadığı problemlere ve birlikte oynadıkları oyunlara da yer vermiş. Oyunun türü ne olursa olsun sonunda mutlaka, çocukla birlikte gülerek kahkahalar atarak negatif havanın dağıtılması gereğini vurgulamış. Asıl iyileştirici gücün bu olduğundan sık sık bahsetmiş. Çocukları güldürmek demek onları iyileştirmek demek değildir ancak kesinlikle iyileştirici bir etki bırakmak demektir.