Özal'ın Dış Politikası (1983-1989)

Hüner Tuncer

En Beğenilen Özal'ın Dış Politikası (1983-1989) Gönderileri

En Beğenilen Özal'ın Dış Politikası (1983-1989) kitaplarını, en beğenilen Özal'ın Dış Politikası (1983-1989) sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Özal'ın Dış Politikası (1983-1989) yazarlarını, en beğenilen Özal'ın Dış Politikası (1983-1989) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
148 syf.
·
Puan vermedi
Turgut Özal, mesleği gereği ekonomi uzmanlığını siyasete uyarlamaya çalışmış, etkilerini günümüzde dahi hissettiğimiz dış politika çalışmaları ne yazık ki başarıya ulaşamamıştır. Siyasete ‘Batı ile bütünleşmek’, ‘Batı’ya ayak uydurmak’ ve ‘Batı’nın desteğini kazanmak’ bakış açısıyla yaklaşmış gerekli desteği alamayacağını döneminin ortalarında anlamıştır. Yazarımız Turgut Özal dönemi’ni sade ve akıcı bir dille kaleme almış ve ufak dokunuşlarla yorumunu da eklemiştir. Daha anlaşılabilir olması adına 1980 darbesini ve öncesinde gelen olaylara da değinmeyi unutmamıştır. Keyifli okumalar..
Özal'ın Dış Politikası (1983-1989)
Özal'ın Dış Politikası (1983-1989)Hüner Tuncer · Kaynak Yayınları · 20158 okunma
Doktor Sadık Ahmet...
*Yunan makamlarının bu baskı ve haksızlıklarını protesto et­mek amacıyla, 1985 Kasım'ında, Batı Trakya Türklerinden Opera­tör Doktor Sadık Ahmet bir imza kampanyası başlattı. Ayrıca Dr. Sadık Ahmet, 24-26 Eylül 1987 tarihlerinde Selanik'te "Demokrasi ve İnsan Hakları" konulu uluslararası bir konferansta, "Batı Trakya'da Yaşayan Müslüman-Türk Azınlığın Şikayet ve Dilekleri" başlıklı bir bildiriyi Konferans'a katılanlara dağıtmak isteyince. güvenlik güçlerince bu eylem engellenmişti. *Doktor Sadık Ahmet 24 Haziran 1988 tarihinde, "halkı huzursuz eden ve ülkenin uluslararası ilişkilerini zedeleyen yalan haber yaymak ve sahte imza kullanmak" suçlarından 30 ay hapis ve 100 bin drahmi para cezasına çarptırıldı. Bu olay Türkiye'de büyük tepki uyandırmış ve Doktor Ahmet'in duruşmalarını Türkiye'den birçok hukukçu ve avukat izlemiş; bu tepkiler üzerine Selanik İstinaf Mahkemesi de, tanıkların gelmediğini ileri sürerek davayı süresiz olarak erteleme yoluna gitmişti.
Sayfa 102 - KAYNAK YAYINLARI
Reklam
29 Aralık 1989'da Bulgaristan Milli Meclis Başkanı, Müslümanların Slav ismi alma zorunluluğunun kaldırıldığını açıkladı; böylelikle Türkler, yeniden gerçek kimliklerine kavuşmakta ve Bulgaristan Parlamentosu'na girme olanağına dahi sahip olmaktaydı_ THE END :)
Sayfa 135 - KAYNAK YAYINLARI
1989 Mersin Sorunu
Türk-Yunan ilişkilerinde Ocak 1989'da yeni bir kriz ortaya çıkmıştı. Buna "Mersin Sorunu" diyebiliriz. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nın Viyana'da yapılan "1975 Helsinki Nihai Senedi Değerlendirme Toplantıları" 14 Ocak 1989'da sona ermişti. Bu çer­çevede yapılan "Konvansiyonel İstikrar" görüşmelerinde, Sovyetler Birliği'nin sınırlan üzerinde bulunan komşu ülkelerde ve sınırın öte yanındaki Sovyet topraklarında, "sınırlı kuvvet" bölgelerinin kurul­ması esası kabul edildi. Türkiye'nin Doğu Anadolu topraklarındaki"sınırlı kuvvetli bölgesi konusunda Türkiye ile Sovyetler Birliği ara­sında 5 Ocak 1989'da bir anlaşma yapıldı. Bu bölgenin Akdeniz'e inen sınırı, Mersin'in doğusunda denize ulaşmaktaydı. Yunanistan, bu anlaşmaya karşı gelerek, Mersin'in de sınırlı kuvvet bölgesinin içine alınmasını istedi, çünkü Mersin, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'la olan en önemli deniz bağlantısıydı ve Mersin'in sınırlı kuvvet böl­gesi içine alınması durumunda, askeri amaçlarla kullanılması sınır­lanmış olacaktı. NATO müttefiklerinin Yunanistan ile Türkiye üze­rinde baskı uygulaması sonucunda, sınırlı kuvvet bölgesinin sınırı, Mersin'in kuzeyindeki Gözne'ye kadar getirilmiş ve orada bırakıl­ mıştı. Bu durumda Mersin, Türkiye'ye göre sınırlı kuvvet bölgesinin dışında, Yunanistan'a göre ise içindeydi. Mersin Sorunu böylelikle, Türk-Yunan anlaşmazlıklarından biri haline gelmişti.
Sayfa 98 - KAYNAK YAYINLARI
12 Eylül darbesinden sonra Türkiye-ABD ilişkilerinde en önemli gelişme, Ulusu Hükümeti'nin 18 Kasım 1980'de "Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması"nı onaylaması olmuştu. Bu anlaşmayla, -1985'e değin- üsler, savunma, ekonomik ve askeri yardım gibi konularda Türkiye-ABD ilişkilerinin çerçevesi çizilmekteydi. 1980-1983 döneminde Türk-Amerikan ilişkilerini etkileyen bir diğer gelişme de, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali üzerine ABD 'nin, 1981 Mart'ından itibaren genellikle "Çevik Kuvvet" ismini alan "Hızlı İntikal Kuvveti"ni kurma kararı ve bu konuda Türkiye'ye de rol vermek istemesi olmuştu. 200 bin kişilik bu kuvvet, Ortadoğu'da bir buhran çıkması durumunda, hemen bölgeye sevk edilmek üzere daima hazır konumda tutulacaktı
Sayfa 104 - KAYNAK YAYINLARI
1982 LÜBNAN IN İŞGALİ
Öte yandan Lübnan'ın işgali, Türkiye-İsrail ilişkilerinde kısa süreli bir yumuşama dönemi yaşanmasına neden oldu. Türkiye'ye karşı eylemlere girişen ASALA ile Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları OCGA) adlı örgütlerin Lübnan'da bulunan karargah­ları ile eğitim merkezleri, İsrail'in çağrısı üzerine Lübnan'a gönderi­len Türk görevlilerinin de katıldığı operasyonlarla tahrip edilmişti.
Sayfa 50 - KAYNAK YAYINLARI
Reklam
104 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.