Kur'ân, sahâbeye göre sadece bir şeyler söyleyip buyuran, bir şeylere hükmeden ve yasaklayan bir metin değildir. Kur'ân, yaşanmışın bir söylemidir. Beşerî beklentilere bir cevap olarak indirilmiş olan bu metin, hayatın hareketliliği içerisine doğmuş ve hayatın gerçekleri ile şekillenmiştir. Bu olgu, metnin muhataplarını kendi özgün gerçeklikleri ve tarihsellikleri bağlamında yorumlama sorumluluğunu da gerektirir.