Düşer yapraklar, düşer sanki uzaklardan, gökyüzünde uzak bahçeler mi bozulmuş ne; düşerler gönülsüz doğanlar gibi.
Düşer geceleyin ağır yeryüzü de yalnızlığa, bütün yıldızlardan.
Biz hepimiz düşeriz. Düşer bu el, bak. Gör başka şeyleri de: bu, hepsinde.
Ama var biri, bu düşmeyi ellerinde tutar, sonsuz yumuşak.
Okuyucunun göz atacağı ( ve belki de okuyacağı ) şey benim özgürlüğe kaçışımdır.
Maalesef bu gerçek bir kaçış değildi.
Oysa ben öyle olmasını isterdim. Bu zihni ve fikri kaçış, yüksek duvarları ve demir parmaklıklarıyla Foça Hapishanesi' nden mümkün olan tek kaçış şekliydi. Eğer yapabilseydim, gerçek ve maddi kaçışa öncelik tanırdım.