Her acı çok üzüntü verir; ama onu dayanılmaz kılan, acıyı çekenin dünyanın geri kalanından ayrı düşmüş hissetmesidir kendini; acı paylaşıldığında en azından bir sürgün yeri olmaktan çıkar.
Dişilik (tıpkı erkeklik gibi) bir doğa olgusu değil bir kültür olgusudur, değiştirilmez bir özden türemez, tarihsel bir varoluştan ileri gelir, bir Kader değil bir Üründür.
Kadın doğulmaz, olunur.
Dişilik (tıpkı erkeklik gibi) bir doğa olgusu değil bir kültür olgusudur, değiştirilmez bir özden türemez, tarihsel bir varoluştan ileri gelir, bir kader değil, bir üründür.
Skandalın en skandal yaratan yanı, ona alışılmasıdır (...) Bir ülkeyi yönetenler o ülke adına cinayet işlenmesini kabul ederse bütün yurttaşlar katil bir ulusun yurttaşı olur.
Ölümüme karşı saptadığım kadarıyla bir yarı kayıtsızlık içinde olmam, çöküşün bana hala epey uzak görünmesinden mi kaynaklanıyor? Yoksa eskisi kadar bağlı değil miyim yaşama? Galiba gerçek neden başka: On beş yıl, yirmi yıl içinde göçüp gidersem, ölen çok yaşlı bir kadın olacak. O seksenliğin ölümü yüreğimi sızlatamıyor, onda yaşamayı istemiyorum. Bu gidişi düşündüğümde bana acılı gelen tek şey, birkaç kişiye yaşatacağım üzüntü: Mutlulukları bana en gerekli olan kişiler onlar.