Etik Demokrasi ve Medeni Cesaret

Özgürlüğün Pedagojisi

Paulo Freire

Quotes

See All
Her şeyi ezberleyen, dur durak bilmeden okuyan, metnin kölesi olan, risk almaktan korkan, ezberlediklerini tekrar eder gibi konuşan entelektüeller, okudukları şeyler ile dünyada, ülkelerinde veya yaşadıkları bölgelerde yaşananlar arasında somut bağlar kuramaz. Okuduklarını kelimesi kelimesine tekrar ederler fakat nadiren kıymetli bir şeyler öğretebilirler. Diyalektik düşünceyi en doğru şekilde anlatırlar ama kendi düşünüşleri mekaniktir. Bu tür eğitimciler, gerçek dünyayla bağı kopmuş, idealize edilmiş, verilerden ibaret bir dünyada yaşar.
Onlarca kitap okumuş olmakla övünmenin ne manası var? Gerçek okuma, kendini bana açan ve benim de kendimi verdiğim metinle kurulan bir tür ilişkidir ve metnin özünü kavramadan özne olma sürecini yaşayamam. Okuduğum metin sadece yazarının bir ürünüymüş gibi, metnin aklının esiri olmamalıyım. Bu türden bir okuma, gerçek okumanın çarpıtılmış halidir ve düşünmekle veya doğru eğitimle de ilgisi yoktur.
Reklam
Bir düşünürü eleştirebilmek için çalışmalarını iyi bilmemiz gerekir. Bir düşünür hakkında, sadece kitabının kapağına bakarak edindiğimiz fikirler üzerine bir eleştiri inşa etmek, hakarettir.
Bir mesleğe eleştirel bakmak, teori ile pratik arasındaki ilişkinin gereğidir. Bu olmadan, teori kuru laftan ve pratik de aktivizmden ibaret kalır.
Zaman zaman, neoliberal pragmatizmden biraz zehirlenmiş olmakla birlikte henüz kendini tümüyle bu pragmatizme kaptırmayan okurlar, aramızda hayalcilere ve ütopyacilara yer olmadığını düşünecek diye korkuyorum.
Ne ekerseniz onu biçersiniz; hastalık, pislik, eski döşekler ve sokaklara atılan başka döküntü, çirkin, harap olmuş eşyalar, harap olmuş insanlar, şurada bir cezaevi, burada lağım pisliği, uyuşturucu satıcıları, ötede evsizler, sonra akla hayale gelebilecek en kötü okullar, insani on saat bekleten hastaneler, biri ölürken ortalarda görünmeyen polis,... hayatın hiç de güzel olmayacağıni ve çocukların yaşadıkları hayattan memnun olmayacaklarını tahmin edersiniz. Bazen sanki görünmez olmuşum gibi geliyor. Bana işte böyle hissettiriyorlar.
Reklam
Bir gün, üniversiteye yeni başlayan genç bir adam bana şöyle dedi: "Anlamıyorum, baş belasından başka bir şey olmayan topraksız köylülerin haklarını nasıl savunabiliyorsunuz?" Ona, "Topraksız köylüler arasında sorun çıkaranlar var, ama baskıya karşı mücadeleleri hem meşru hem de etik," diye cevap verdim. "Aslında bu sözde baş belaları, tarım reformunun ateşli muhaliflerine karşı bir tür direniş geliştiriyor. Bana göre asıl ahlak ve etik yoksunu olanlar, adaletsiz bir düzeni sürdürmek isteyenler"
Sayfa 113Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.