Tefeci bezirgan yapının çürümüşlüğü içinde tepesine çökmüş egemenlerce her türlü sömürüye, ezilmeye, satılmaya karşın, dürüstlük, mertlik, sözüne güvenirlik, yiğitlik gibi ilkel, komünal değerlere bağlılığıyla tanınmış Kürt halkının acılı özverisine dayanan bir savaşta, sonuçları, bugünkü dünya politik koşullarında kestirmek kolay değildir.
Kürtlerin Osmanlı'yla tarihsel işbirliği Yavuz Sultan Selim döneminde, İdrisi Bitlisi'nin aracılığıyla başlar. Kimilerinin Bitlisli İdrise ilk "caş" demeleri bundandır.
Trabzon' da eski bir millet vekiliyle konuşurken sözünü ettim bunun. Güldü adam:
"Hangi partiden olurlarsa olsunlar, koridorlarda bir araya toplanıp Meclis'te bile Kürtçe konuşurlar Doğulu millet vekilleri" dedi. Büyük Millet Meclisi'nde oluyor bu; devlet de, "Kürt yok" diyor! Hiç çözüm düşünmemişler miydi bu konuda?
"Düşündük " dedi. "iş askerlerde bitiyordu. Genel kurmayla bağlantı görevi yapan bir kurmay albaya açtık . Yanıtı şu oldu:
Bir milyonu öldürmekle devlet bir şey yitirmez!"
Çoğu yerde dünyayı mafyaların uzantısı hükümetlerle, hükümetlerin uzantısı mafyalar yönetiyor. Bugün demokrasi kalpazanlığıyla yürütülen "küreselleşme" dedikleri olay budur. Bu mafyalar nükleer silahları da kullandıkları gün bitiktir işimiz.
Denebilir ki Kürt sorunu çözümlenmediği için ülkemizde demokrasi sorunu çözümlenememiştir. Demokrasi sorunu çözümlenmeden de Kürt sorunu çözümlenemez.