Sıradan insanların çoğu yaşamlarını, kendi koşulları ya da genel olarak dünyanın düzeni hakkında hiç düşünmeden ya da eleştiride bulunmadan sürdürür. Toplumda belli bir yerleri vardır ve günlerin getirdiğini hiç sorgulamadan kabullenir, ötesini hiç düşünmezler. Neredeyse içgüdüsel olarak, hiç kafa yormadan ve içinde yaşadıkları koşulların yeterli çabayla değiştirilebileceğini hiç akıllarına bile getirmeden, sadece anlık ihtiyaçlarının tatmini için uğraşırlar.
“Bırakın egemen sınıflar komünist devrimi korkusuyla tir tir titresin. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Ama kazanacakları bir dünya var. Tüm ülkelerin işçileri, birleşin!”
Daha önce egemenliği ele geçirmiş tüm sınıflar, kazandıkları statüyü koruyabilmek için toplumu, kendi kazanımlarına tabi hale getirmeye çalışmışlardır.
Anarşistlerin inancında özgürlük en üstün vasıftır ve özgürlüğü arama yolu da toplumun birey üzerinde uyguladığı her türlü zoraki kontrolü ortadan kaldırmaktır.