Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özgürlükten Kaçış

Erich Fromm

Özgürlükten Kaçış Sözleri ve Alıntıları

Özgürlükten Kaçış sözleri ve alıntılarını, Özgürlükten Kaçış kitap alıntılarını, Özgürlükten Kaçış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... Nazi olmayan kişilerin, yabancıların eleştirileri karşısında, Nazizme saldırının Almanya'ya saldırı anlamına geldiğini düşünmeleri nedeniyle, Nazizmi savunduklarını gösteren pek çok olay gözlemlenmişti. Soyutlanma korkusuyla ahlâksal ilkelerin gücünü yitireceği korkusu, hangi parti olursa olsun, iktidarı ele geçiren partinin, nüfusun büyük bir bölümünün bağlılığını kazanmasına yardımcı olur...
Sayfa 169 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
"Servet insan için vardır, insan servet için değil..." (Aziz Antonio)
Sayfa 57 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
Reklam
Yüzeyden bakıldığında, insanlar ekonomik ve toplumsal yaşamda yeterince iyi durumda görünürler; ama o rahatlatıcı maskenin altında iyice yerleşmiş bulunan mutsuzluğu görmezlikten gelmek tehlikeli olur. Yaşam, yaşanmaması nedeniyle anlamını yitirirse, insan umarsız hale gelir...
Sayfa 202 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
Günümüzde insana en çok acı veren, yoksulluk değil; büyük bir çarkın küçük bir dişlisi, bir robot haline gelmiş olmak ve yaşamının boş ve anlamsız olmasıdır.
Sayfa 217 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
Tepe üstü fırlatıldığımız yanılsamalar kaosu içinde doğru gibi gözüken bir şey var: sevgi. Geriye kalan her şey hiçliktir, boş bir bosluktur. Dev, karanlık, dipsiz bir kuyudan içeri bakıyoruz ve korkuyoruz.
Sayfa 130
Bireyleşme, özgürlük ve sığınma güdüsü...
... İnsanın bireyleşmesi sürecinin tümünün dayandığı ekonomik, toplumsal ve siyasal koşullar, az önce söz edilen anlamdaki bir bireyselliğin gerçekleşmesi için gerekli tabanı oluşturmuyorsa, ve aynı zamanda insanlar kendilerine güvenlik veren o bağları yitirmiş bulunuyorsa, bu boşluk, özgürlüğü çekilmez bir yük haline getirir. Bu durumda özgürlük, kuşkudan farksızdır; yaşam anlamsız ve yönsüzdür. Bu türden bir özgürlükten kaçmak ve bireye -onu özgürlüğünden yoksun bırakması pahasına- kuşkularından, belirsizlik duygusundan kurtulma umudu veren bir dünya ile ve insanlarla şöyle ya da böyle bir ilişki kurmaya ya da boyun eğmeye sığınmak durumunu yaratan güçlü eğilimler ortaya çıkar.
Sayfa 44 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
Reklam
Mazosişt kişiler üzerinde yapılan ruhçözümsel ve diğer deneysel gözlemler, bu kişilerin yalnızlık ve önemsizlik korkusuyla dopdolu olduğunu gösteren pek çok kanıt sunmaktadır
SÖZCÜKLER, HAKİKÂTİ GİZLEMEDE HİÇBİR ZAMAN BUGÜNKÜ KADAR YANLIŞ KULLANILMADI. Yandaşlara ihanete barışçı politika dendi; askerî saldırganlık, saldırıya karşı savunma olarak kamufle edildi; küçük ülkelerin fethi dostluk anlaşması diye anılıyor; bütün bir halkın acımasızca ezilmesine, Nasyonal Sosyalizm deniliyor. Demokrasi, özgürlük ve bireycilik sözcükleri de bu şekilde kötüye kullanıldılar. Demokrasiyle faşizm arasındaki ayrımın gerçek anlamını tanımlamanın tek bir yolu var. DEMOKRASİ, BİREYİN EKSİKSİZ GELİŞMESİ İÇİN GEREKLİ EKONOMİK, SİYASAL VE KÜLTÜREL KOŞULLARI YARATIR. FAŞİZMSE, HANGİ AD ALTINDA OLURSA OLSUN, BİREYİ, KENDİSİNİN DIŞINDAKİ AMAÇLARA BOYUN EĞMEK DURUMUNDA BIRAKIR VE GERÇEK BİREYSELLİĞİN GELİŞMESİNİ KÖSTEKLER.
Sayfa 216 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
EĞER BİREY KENDİ BENLİĞİNİ, KENDİLİĞİNDEN ETKİNLİKLE GERÇEKLEŞTİRİR DE KENDİSİ İLE DÜNYA ARASINDA BİR İLİŞKİ KURAR, DÜNYAYA İLİŞKİN BİR VARLIK HALİNE GELİRSE, SOYUTLANMIŞ BİR ATOM OLMAKTAN ÇIKAR; O VE DÜNYA, YAPISALLAŞTIRILMIŞ BİR BÜTÜNÜN PARÇASI HALİNE GELİRLER; HAKKI OLAN BİR YER EDİNMİŞTİR, DOLAYISIYLA KENDİSİYLE VE YAŞAMIN ANLAMIYLA İLGİLİ KUŞKULARI YOK OLUR. Bu kuşku, onun ayrı olmasından ve yaşamın engellenmesinden kaynaklanmıştır; zorlanımlı ya da otomatik olarak değil de kendiliğinden yaşayabilirse, kuşku yok olacaktır. Şimdi artık kendisini etkin ve yaratıcı bir birey olarak algılar ve yaşamın yalnızca tek bir anlamının bulunduğunu fark eder: YAŞAMA EDİMİNİN KENDİSİ.
Sayfa 207 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
"Kendi öz benliğinden vazgeçen ve bir robot haline gelen kişi, çevresindeki milyonlarca diğer robota benzemeye başlar. Artık kendini yalnız hissetmez, kaygı duymaz. Ama ödediği bedel yüksektir; kendi benliğini yitirmiştir."
Reklam
Özgürlüğün gerçekleşmesi için tek ölçüt, bireyin kendi yaşamının ve toplumun yaşamının belirlenmesine, yalnızca resmi oy verme edimiyle değil, günlük etkinliğiyle, işinde, diğer insanlarla ilişkilerinde etkin olarak katılıp katılmadığıdır...
Sayfa 215 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
Çağdaş demokrasinin ulaştığı temel başarılardan hiçbirini yitirmeyi göze alamayız -ne temsilî hükümetten, yani halkın seçtiği ve halka karşı sorumlu hükümetten, ne de İnsan Hakları Bildirisi'nin her yurttaşa garanti ettiği hakların herhangi birinden vazgeçemeyiz. Hiç kimsenin açlıktan ölmesine izin verilmeyeceği, toplumun, bütün üyelerinden sorumlu olduğu, hiç kimsenin ürkütülerek boyun eğmek zorunda bırakılmayacağı, işsizlik ve açlık korkusuyla insan onurunu yitirmeyeceği yolundaki görece olarak yeni demokratik ilkelerden de ödün veremeyiz. Bu temel başarılar korunmakla kalmamalı, güçlendirilmeli ve geliştirilmelidir.
Sayfa 214 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
Tarih yapraklarının neden bu kadar acımasızlık ve yıkıcılıkla dolu olduğuna şaşırmak için neden yoktur. Şaşılacak -ve aynı zamanda da cesaret verici- bir şey varsa, o da bence insan ırkının, insanoğlunun başına gelen bunca şeye karşın tarih boyunca gördüğümüz ve bugün sayısız bireyde bulunan yüreklilik, dürüstlük ve sevecenlik niteliklerini nasıl koruduğu ve de hattâ geliştirdiğidir.
Sayfa 213 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
Mazoşist kişinin bağımlılığı açıktır, sadist kişiden beklediklerimizse, bunun tam tersidir: öylesine güçlü ve egemen görünür ve sadizminin nesnesi öylesine zayıf ve itaatkârdır ki, güçlü olanın, yönettiği kişiye bağımlı olduğunu anlamak güçtür. Bununla birlikte, derinlemesine çözümlemeler, bunun doğru olduğunu göstermektedir. Sadist, yönettiği kişiye gereksinim duyar, ona ölesiye gereksinim duyar; çünkü, kendi güçlülük duygusu, bir başka kişinin efendisi olduğu olgusundan kaynaklanmaktadır.
Sayfa 123 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
L. Mumford tarafından geliştirilen (bu) açıklamaya göre, faşizmin gerçek kaynakları. “ekonomide değil insan ruhunda" bulunabilir. Şöyle devam eder Mumford: “faşizmin açıklaması, Versailles Antlaşmasında ya da Alman Cumhuriyetinin yetersizliğinde değil; aşırı gurur, acımasızlıktan hoşlanma ve nevrotik parçalanmada aranmalıdır.
Sayfa 167 - Payel Yayınevi, 4. Basım, Mart 1996
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.