2016 Aralık ayında Reha Özcan ve Aytek Teoman’ın hazırlayıp sunduğu bir radyo programı olarak başlayan “Pişman İnsanlar Cemiyeti” birkaç ay içinde başlı başına bir internet radyosu haline gelmişti. O günden bu yana bağımsız olarak yola devam eden Pişman İnsanlar Cemiyeti’nin kurucuları Reha Özcan ve Aytek Teoman, bu kez gerek kendi hayatlarında, gerekse bir yıllık program sürecinde biriken hatıraları kaleme dökerek bir kitap haline getirdiler.
Her seferinde o son dubleyi içmektir pişmanlık...
Ya da her pazartesi diyete başlayıp, çarşambayı görmeden iskender yemektir.
“Sever miydin bir daha?” diye sorduklarında, “Severdim ulan!” diyebilmektir.
Ne kadar pişman olursan ol,hep unutamadığındır pişmanlıkların.
Hayatın ta kendisi...
Seni sen yapandır, pişmanlıkların ve ötesi.
Çünkü bazı pişmanlıklar, tekrar edilecek kadar güzeldir.
Kitabın bende yeri ayrıdır çünkü P.İ.C sadece bir radyo programı ve kitap değil benim için ailedir . Hangi radyo programcıları ile abi kardeş gibi olup sohbet edip beraber ağlayıp beraber güldünüz ? Ben PiCemiyetinden önce hiç görmedim . Herkes Kaybedenler Klübüne benzetsede daha samimi daha içten bir platform burası . Çünkü burada dostluk var, güven var, ağlamak var, kahkaha atmak var. Haa bide çorba var :)
İlk bakıldığın da kaybedenler klübünü andırsa da aslında çok farklı bir porje ve kitap olmuş. Herkes içindeki asıl benliği yargılamadan,sorgulamadan paylaştığı bir platform ve kitapta bu şekilde..
Radyo programından denk geldiğim kadim bağlantıları dinledikten sonra biraz daha farklılık var mı diye kitabını almaya karar vermiştim. Kitabı okurken o kadar keyif aldım ki anlatamam. Biraz farklı olacak belki ama mezar taşlarına benzettim kitaptaki kahramanları, kimsenin adı belli değil, ne iş yaptığı, ne giydiği kısacası gündelik hayatta aman aman anlattığımız başarılarımız, kariyer basamaklarımızın hiçbirinin önemli olmadığını hissettim kitabı okurkun. sıradan insanların, yani hepimiz başını yastığa koyarken düşündüğümüz iç açılarımızın hepsinin anlatılıyor olması hem çok güzel hemde birbirinden bu kadar uzaklaşmış insanları, güvensizliklerle dolu ilişkileri görmek acıtıcı, üstelik tüm bunlar muazzam akıcı bir şekilde oluşmuş oysaki insan bir radyo programına bağlanan insanlardan daha durağan bir dil bekliyor. işte kitabı okurken bir de burada güzelce yanılıyorsunuz. Doğal olan şeyin daha özel ve daha kaliteli olduğuna bir daha tanıklık ediyorsunuz. Güzel yani baya keyif aldığım kitaplardan biri olarak kitaplıkta yerini aldı. Okuyacaklara tavsiyem harcanan zamana değer zaten birkaç saatte bitirebileceğiniz bir kitap.
Merhaba. İnsanlar olarak çok şey kaybediyoruz. Çok üzülüyoruz , gülüyoruz ama ne olursa olsun zaman geçiyor. Pişman İnsanlar Cemiyeti ile 1 yıl önce aldatılmış , hayattan zevk alamamış olarak tanıştım. İnsanların neler çektiğini sadece bir erkek gözüyle hep kadınların üzdüğünü zannediyordum. Meğersem kadınlarda çok üzülüyor muş. Bu kitap size çok şey katacak inanın bana. Son olarak arkadaşlar üzmeyin. Bırakın üzülelim elbet bir gün hal ettiğimizi yaşayacağız.
2016 Aralık ayında Reha Özcan ve Aytek Teoman’ın hazırlayıp sunduğu bir radyo programı olarak başlayan “Pişman İnsanlar Cemiyeti” birkaç ay içinde başlı başına bir internet radyosu haline gelmişti. O günden bu yana bağımsız olarak yola devam eden Pişman İnsanlar Cemiyeti’nin kurucuları Reha Özcan ve Aytek Teoman, bu kez gerek kendi hayatlarında, gerekse bir yıllık program sürecinde biriken hatıraları kaleme dökerek bir kitap haline getirdiler.
Her seferinde o son dubleyi içmektir pişmanlık...
Ya da her pazartesi diyete başlayıp, çarşambayı görmeden iskender yemektir.
“Sever miydin bir daha?” diye sorduklarında, “Severdim ulan!” diyebilmektir.
Ne kadar pişman olursan ol,hep unutamadığındır pişmanlıkların.
Hayatın ta kendisi...
Seni sen yapandır, pişmanlıkların ve ötesi.
Çünkü bazı pişmanlıklar, tekrar edilecek kadar güzeldir.