Osmanlı Sarayı özellikle Yükselme Dönemi ve sonrası tam bir entrika ve cadı kazanı haline dönmüştür. Dönmelerin ve devşirmelerin cirit attığı sarayda, Kanuni de dahil olmak üzere pek çok padişah kontrolü kaybetmiştir. Sarayda padişahın gönlünü çalan güzel köle kızların ilk işi padişahtan bir çocuk doğurmak oluyordu. Fakat padişah birden fazla kadından çocuk doğurmuşsa, bu çocuklardan birinin tahta geçmesi diğerlerinin ölmesi ve annelerinin saraydan sürgün edilmesi anlamına geldiği için, bu şehzade anneleri rakiplerini ekarte etmek için akla hayale gelmeyecek yöntemler kullanmaktaydılar. Yemeklere zehir katmak, yatak odasına zehirli yılan bırakmak, suikastçılara kurbanı boğdurmak, padişaha iftira atmak yöntemiyle idam ettirmek vb. Padişahların bazen safça duygularını, bazen de cinselliğe olan düşkünlüklerini kullanarak sarayın hakimiyetini ele geçirmeye çalışan bu güzel Frenk kızlarının güzel oldukları kadar akıllı ve bir o kadarda hırslı ve ihtiraslı hallerine şaşıracaksınız, Birçoğu Müslümanlığı kabul etmiş gibi görünüp Hristiyanlık ve Yahudilik inançlarını sürdürmüş, kendi kilise ve havalarına yardım etmiş. Saray içinde Türk olanlara tahammül etmemiş ve onların yerine sürekli devşirmeler getirterek sarayı hâkimiyetlerine almak istemişlerdir. Osmanlı Sarayı içinde geçmişe büyülü bir yolculuğa çıkacağınız bu eseri uzun yıllar unutamayacaksınız.
