Merhaba herkese, bugün Knut Hamsun'un kaleminden okuduğum üçüncü kitap olan 'Pan'ın yorumu ile geldim. Öncelikle konusundan bahsetmek istiyorum.
Teğmen Thomas Glahn, Norveçin kırsal bölgesinde, ıssızlığın ortasında tek başına bir kulübede yaşar. Yanında sadece köpeği Ezop vardır. Bütün bir yıl boyunca tüfeğiyle avlanarak yada balık tutarak hayatta kalır. Halinden memnun olan Glahn, bir tanıdığının kızı olan Edwarda ile tanışır. Genç kız ve arkadaşları ile birlikte çeşitli eğlencelere katılır. Ancak burada bazı tuhaf hareketler sergiler. Edwarda, kendisine bazen çok sıcak davranırken, zaman zaman da ondan uzak durmak ister gibi davranır. Aynı zamanda köyde yaşayan genç bir kadın olan Eva'da teğmenin cazibesine dayanamayarak sık sık ziyaretine gelmeye başlar. Glahn ise her ikisiylede arkadaşlığını sürdürür.
Yazardan daha önce Victoria ve Açlık kitaplarını okumuştum. Victoria'yı anlattığı saf aşk ile Açlık kitabını da yazarın yaşadığı zorlukları yansıtması nedeniyle sevmiştim. Pan ise içinde bulunduğu toplumdan doğaya kaçarak tek başına yaşamaya başlayan bir insanın iç çatışmalarını ve insan ile doğa arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Yazarın en sevdiğim kitabı bu oldu. Edwarda'nın gelgitli kişiliği ile Glahn'ın garip karakteri birleşince okunması zevkli bir eser ortaya çıkmış. Yazarın kişilik analizleri ve bunu yansıtma biçimini seviyorum. Akıcı ve yormayan bir dili var. Ben çok severek okudum ve yazarla tanışmak istiyorsanız bu kitaptan başlamanızı tavsiye ederim