Gitgide insanları anlamaz oluyordum, oysa güneş gece gündüz onları aydınlatıyordu. Mavi gözleri neler görüyor, tuhaf alınları gerisinde neler düşünüyorlardı?
Bazen yağmurlu bir günde de kendinizi bir küçük sevince kaptırır onun verdiği mutlulukla bir köşeye çekilirsiniz. Orada dikilir kalır, gözleriniz bir noktaya çevrili bakmaya başlarsınız. Ara sıra hafif güler, sağa sola bakarsınız. Ne düşünürsünüz?
Bir pencerede pırıl pırıl bir camı, camda bir gün ışığını, bir küçük dere peyzajını, yahut gökte mavi bir yarık vardır. Onu! Yetmez mi?
Başka vakit yepyeni olaylar bile bizi monoton ve zavallı bir ruh halinden silkinip uyandıramaz; Bir balo salonunda kayıtsız, vurdumduymaz, bütün etkilere kapalı oturabilirsiniz. çünkü sevincin de, kederin de kaynağı insanın kendi içidir.