Çünkü serüvenlerin, felâketlerin, haksızlığın en aşırısı bile iyi bir kitap ortaya çıkarmaya yetmiyordu. Bir de yazmayı bilmek, okurun, yazarın yaşadığı ve gördüklerini görmesi, hissetmesi ve içten oradaymış gibi yaşamasını sağlıyacak yeteneğe de sahip olmak gerekiyordu.