Bir şeyler arıyoruz, hep aradık ve hep arayacağız. İnsanlık tarihi bitip tükenmek bilmeyen bir arayışlar tarihidir. İnsanlık var oldukça da bu böyle devam edecektir. Bitip tükenmek bilmeyen; dinamik, canlı, akışkan bir doğa ve evren gerçeği içerisindeyiz. Aslında aradığımız kendi gerçeğimizdir. Sadece bireyselliğimiz, toplumsallığımız değil, doğa ve evrenle olan bütünselliğimizdir. Sınırsız, sonsuz evrensel gerçeğiyle olan sezgisel bağımızdır. Dünya ve doğadaki yerimizi merak etmemiz, neden ve nasıl var olduğumuzu anlamaya çalışmamız doğal toplumsal var oluşumuzun açığa çıkardığı bir düşünüş biçimidir.