Paralel Yaşamlar -Bioi Paralelloi

Marcus Antonius

Plutarkhos
“Güzel kelimeler düşünceleri aydınlatan ışıktır.”
“Zihin doldurulması gereken bir kazan değil, tutuşturulması gereken bir ateştir.”
"Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır."
İnsanlar sizi sadece; canları aynı yerden yandığında anlar.
"Çünkü insanın çekileceği en güzel yer kendi içidir."
“Bedenin bu hayatta direnirken, ruhunun pes etmesi yüz kızartıcıdır.”
Aşığın ruhu başka birinin bedenindedir.
Sayfa 71 - alfa yayınları, 1.basım
Harekete geçmemize engel olanlar, hareketimizi geliştirir. Yolumuzda duran şey zamanla yolun kendisi olur.
Zihin doldurulması gereken bir kazan değil, tutuşturulması gereken bir ateştir.
Bir felakete düştüklerinde, insanların erdemin ne olduğunu görüp ayırt edebilmesi oldukça yaygındır; fakat böyle kötü anlarda, taktir ettikleri şeyleri izleme, tiksindikleri şeylerden de sakınma gücü gösteren insanların sayısı ise azdır; böyle anlarda bazı insanlar ise zayıf kişilikleri yüzünden alışkanlıklarına daha da çabuk boyun eğerler ve düşünme yeteneklerini yitirirler.
Kleopatra bir yandan da çeşitli zehirlerden oluşan ilaçlar hazırlıyordu. İlaçlan hangisinin daha az acı verdiğini anlamak için ölüme mahküm olanlar üzerinde deniyordu. Ancak çoğu zehrin fazlasıyla acı verdiğini ve bu nedenle insanların çabucak öldüklerini; daha az acı verenlerin ise yavaş yavaş zehirlediğini anladı. Bunun üzerine zehirli hayvanlar üzerine çalışmaya başladı. Bir hayvanın diğerini zehirlemesini kendi gözleriyle izledi. Artık bu günlük eğlencesi olmuştu. Neredeyse tüm zehirli hayvanlar üzerine çalıştı. Yılan sokmasının hiçbir şeye benzemediğine inanıyordu. Yılanın zehiri ani kasılma, mide bulantısı ve acı yaratmadan insanı derin bir uykuya daldırıyor, halsiz düşürüyor ve hafif bir terleme yaratıyordu. Yavaş yavaş duyular yok oluyordu. Görünürde hasta acı çekmiyordu. Ancak derin bir uykuya dalmış bir insan gibi uyandırılmaktan ya da arkasına yaslandırılmaktan rahatsız oluyordu.
Atinalı Timon
"Ben insanlardan nefret eden Timon'um. Burası benim evim. Yolcu git buradan. İstersen küfret ama geç git."
Resim