Paramparça -208 sayfa
Melike İlgün
Bir yayınevinde editörlük yapan Zeynep'e Nazım Hikmet'le ilgili bir kitap yazması söylenir. Üniversite yıllarında aşık olduğu kişiyle birlikte yazması gerekiyordur. Ayrıca kızının yedinci yaş günü için hazırlık yapması gereklidir. Hazırlık yapmak kendi yedinci doğum gününde babası onu bıraktığı için çok zordur.
Nazım Hikmet'i yazarken onun aşklarına sevdiği kadınlara yoğunlaşır. Zeynep'e görev verildiğinde dediği gibi Nazım hakkında yazılmadık ne kalmıştır ki onlar yazacaktır. Aslında çok şey olduğunu okurken anlıyoruz.
Paramparça olan hayatlar bizi de paramparça ediyor.
Kitap kapağındaki
Bir şiir okudum bedelini kaç hayat ödedi!
sözünün anlamını kitabın sonunda öğreniyoruz. Biz de iyice paramparça oluyoruz. Özellikle kitabın sonu beni çok etkiledi. Ama kitap bir bütün olarakta çok iyiydi. Kesinlikle tavsiyemdir.
Nazım'ın kalbi kırık kadınlarından bir şiirin peşinde hayatı değişen, hüzünlü ama mücadeleden vazgeçmeyen kadınların öyküsüne. Geçmişten günümüze geçişler oldukça başarılı. Kadın gözünden kadınların ayakta kalma mücadelesi çok güzel ele alınmış. Nazım Hikmet'in o beğendiğimiz dizelerinin her birinin ardında kırık bir kalp yatıyor. Üstat ilham perisi ararken ardında da bir sürü yarım kalmışlıklar , kırık kalpler bırakmış. Hayatına giren kadınlardan çok aşka aşık olmuş desek yanlış olmaz herhalde . Öykümüz Nazım Hikmet ile ilgili bir kitap yazmaya çalışan kahramanımızla başlıyor. Bu süreçte Nazım'ın hayatı ile kendi hayatı arasındaki benzerlikleri keşfediyor. Hikayenin sonu süpriz ve oldukça naif bir son ile bağlanmış. Tüm yarım kalmışlıklar yarım kalmaya devam ettikçe hayatınızın bir anında saklanmaya devam ediyor ve hiç ummadığınız bir anda karşınıza çıkıyor. Asla tam olamıyorsunuz. Psikologların sorunların kaynağını genellikle çocukluk döneminde araması da boşuna değil. Minik, okuması kolay , satır aralarında güzel tespitler içeren psikolojik bir öykü .
Kitabı anlatırken yazdım sildim, tekrar yazdım tekrar sildim.
Güzelliğini anlatacak kelime bulamadım sanki, yetersiz kaldı kullandığım bütün kelimeler .
Elime kitap alamıyordum,bu kitabı alınca bir türlü bırakmak gelmedi içimden.
Lütfen okuyun.
Ancak okuyunca anlarsınız Nazım Hikmet'in hayatını, 80'ler Türkiyesi'nin yaşattıklarını.
Kurguyu, anlatım biçimini, ancak öyle anlarsınız.
Keyifli okumalar
"Fikriye İle Latife" kitabı ile tanıştığım Melike hanımın bu romanını şimdi elimden bıraktım ancak etkisi sanırım uzun süre geçmeyecek. Mutlaka ama mutlaka tanışın, okuyun. Böyle bir anlatım, böyle bir duygu yoğunluğu olamaz. Muhteşem...
İnanılır gibi değildi. Kitap nasıl başladı, nasıl devam etti, olaylar nasıl buraya bağlandı anlamadım. Sonunu tahmin ediyorum diye düşünürken hiç aklıma gelmeyecek bir şekilde bitti.
