Dokunmak, hissetmek istiyorum. Geri geri kaçıyorlar. Ulaşamıyorum. İçim özlemle doluyor, buruluyorum. Bir an, evet ancak bir an, ağlamak istiyorum. Sonra ilaç hepsini siliyor. Ruhum, beynim donuyor. Hayat, buzlu camın arkasına kaçıyor.
“İnanılmaz bir adamdı... Beni, yere indirdiği yıldızların ışığında, gül kokan rüzgârlarda yürüttü, romantik sözlerle dolu bir gelecek sundu. Daha neler neler. Ama sonra anladım, hepsi boş laf, boş laflar. Hepsi palavra, palavra, palavra. “