Dünyayı Değiştiren Altı Ay

Paris 1919

Margaret MacMillan
Ümmet Fikriyle Başlayan Hareket, Sonrasında Pan-Türkizme Kaydı
Kürtler çeşitli hükümetlerin yönetimi altında kalmışlardı. Bir kısmı Atatürk hükümetinin, bir kısmı İran'daki Rıza Şah'ın, bir kısmı da Irak'ta Faysal'ın hükümetlerinin yönetimindeydi ve bu hükümetlerin üçünün de Kürt özerkliğine tahammülü yoktu. İngilizler Irak'ta bir süre Kürt bölgelerine ayrı bir yönetim getirme fikriyle oyalandılar. Kürtlerin
Sayfa 444 - 1. baskı - Nisan 2004
Doğudan Ümmetçi Başlayan İstiklal Davası, Batıya Vardıkça Milliyetçileşti
Türkiye için hazırlanan anlaşmada Kürdistan'ın durumu havada bırakılmıştı. Ya Türkiye içinde özerk bir bölge, ya büyük güçlerden birinin koruması altında manda, ya da tam bağımsızlık olacaktı. Sınırlar da kesin değildi. Bir inceleme heyeti gidip bilgi getirecekti. (İngilizler kendi istedik­leri bölgelerin yeni Irak devleti sınırlan içinde olmasını sağlamışlardı.) Muğlak bir vaat vardı: Eğer Kürtler kendilerinin bağımsızlığa hazır olduğu konusunda Milletler Cemiyeti'ni ikna edebilirlerse ve bağımsızlığı gerçekten çok istiyorlarsa, günün birinde Irak'taki yakınlarıyla biraraya gelebilirlerdi. Bunlar ve diğer koşullar hakkındaki bilgiler, 1920 ilkbaharındaki San Remo Konferansı sonrasında sızmaya başlayınca, Türkler arasındaki tepkinin nasıl olacağı zaten çok belliydi. Curzon'un Ankara'ya yolladığı temsilcinin anlattığına göre, Türkler bu haberlere her yerde kahkahalarla gülmüş, askeri hazırlıklar birdenbire büyük ölçüde artmıştı. Ankara'da milliyetçi hükümet, hem bu koşulları, hem de sultanın hükümetini reddetti. İstanbul'dan milliyetçiler dereler gibi Ankara'ya doğru akıyor, Atatürk'ün kuvvetlerine katılıyordu.
Sayfa 438 - 1. baskı - Ekim 2004
Reklam
Amerika hiçbir zaman Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiş değildi. Böyle olunca, bu imparatorluğun kaderinde söz sahibi olma açısından da durumu netameliydi. Wilson'un On Dört Nokta'sından yalnızca bir teki Osmanlılara değiniyordu, o da biraz müphem bir maddeydi: "Bugünkü Osmanlı İmparatorluğunun Türk kesimlerine güvenli bir egemenliğin güvencesi verilmeli, ama halen Türk yönetimi altında bulunan diğer uluslara da kuşku payı olmayan bir yaşam güvencesiyle, müdahalesiz bir özerk gelişme fırsatın güvencesi verilmelidir." Türk kesimler nereleriydi? Kimler özerk gelişme fırsatına sahip olacaktı? Araplar mı? Ermeniler mi? Kürtler mi?
Sayfa 369 - 1. baskı - Ekim 2004
İslamdaki Ümmet Bilincini Kaybetmemiş Olan Tek Halk Kürtlerdi
Kürtlerin kendilerine gelince, onlar aralarında yine her zamanki gibi bölünmüş durumdaydılar. Türklere mi güvenmeliydiler, yoksa İngilizlere mi? Ermenilerle barışmaya mı çalışmalıydılar? Bolşeviklerden yardım mı istemeliydiler? Yunan tehdidi bir çoğunun kararını vermesini sağladı; en azından o an için. 1919 ilkbaharında Yunanlılar İzmir'e çıkıp,
Sayfa 437 - 1. baskı - Ekim 2004
Yeni ortaya çıkan diğer milletlerden farklı olarak, Kürtlerin Paris'te güçlü taraftarları yoktu, kendileri de henüz haklarını etkili bir biçimde savunabilecek düzeye gelmemişlerdi. Çoğunluğun yaşadığı Osmanlı İmparatorluğu içinde daha geniş bir özerkliğe ilgi bile duymamışlardı. Büyük Savaşın öncesinde, Ortadoğu'nun diğer halkları arasında yayılan milliyetçi duyguların Kürtlere yansıması pek zayıf olmuştu. Kürt milliyetçiliğinin birkaç küçük topluluk ve birkaç entellektüelden oluşan esas çekirdeği de zaten İstanbul'daydı. 1919'da Kürtlerin Paris'te tek sözcüsü olan, oldukça çekici bir kişi vardı, o da o kadar uzun süredir orada yaşıyordu ki, kendine 'Beau Sharif diye isim takılmıştı. Elinden geleni yaptı, Ermenistan'dan (eğer kurulabilirse) güneyde Akdeniz'e kadar inen koskoca bir ülkenin haritasını çizdi. O toprakların çoğu Ermenistan ve İran tarafından da istenmekteydi.
Sayfa 435 - 1. baskı - Ekim 2004
Tarihi Coğrafyayı Parçalama İşi
İngiltere'nin ayrı bir Kürdistan devleti kurup ayakta tutması fikri, finansal ve askeri açılardan giderek cazibesini kaybetmekteydi. Mezopotamya'da İngiliz yetkilileri, Kürt topraklarının bir bölümünü yeni Irak mandasına katmayı tartışıyorlardı. Osmanlı vilayetlerinin sınırları hiçbir zaman pek kesin çizilmiş olmadığı için, eski Musul vilayetinin kuzeye doğru Kürt tepelerine ve dağlarına kadar uzandığını iddia etmek de zor değildi.
Sayfa 437 - 1. baskı - Ekim 2004
Reklam
Kürt İsyanları Sonrası, Irak'ı Haşimi-Arap Krallığı Yapan İngiliz Siyaseti
1920'nin yaz mevsiminde ülkenin üçte birinde isyanlar patlak vermiş, Fırat boyları ve Musul çevresindeki Kürt aşiretleri ayaklanmıştır. Gertrude Bell bu arada görüşlerini değiştirmiş, Mezopotamya'nın kendi kendini yönetmesi gerektiğine inanmıştı, ama bu konuda çok önceden uyarıda bulunduğu da bilinmekteydi. Mezopotamya'daki olaylar İngiliz
Sayfa 400 - 1. baskı - Ekim 2004
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresine Sonradan Katıldı.
Osmanlı'nın büsbütün bitip tükenmediği de belli oldu. Atatürk doğuda, Kürt bölgesi içindeki yerlerde, kuvvetlerini hızla arttırıyordu.
Sayfa 437 - 1. baskı - Ekim 2004
Mayıs 1918'de doğu sınırlarına yakın yerlerdeki Kürtler de kendilerine bir ülke kazanmak için faaliyete girişmişlerdi.
Sayfa 348 - 1. baskı - Ekim 2004
Pragmatizm Olgusu İle Yaklaşan Mustafa Kemal Paşa Başarı Elde Etti
Kürdistan'ın da işi bitmişti. 1921 Mart'ına gelindiğinde Müttefikler Sevr Anlaşması'nın muğlak vaatlerinden geri adımlar atmaya başlamışlardı. Kürdistan açısından, "durumun gerçeklerine uygun" değişiklikler yapmaya hazır olduklarını söylüyorlardı. 'Durumun gerçekleri' dedikleri, Atatürk'ün o anlaşmayı tümüyle reddetmiş olmasıydı. Kürt milliyetçiler itiraz edebilirdi tabii; ama Müttefiklerin artık bağımsız bir Kürt devletine ilgileri de ölmüştü.
Sayfa 439 - 1. baskı - Ekim 2004
Reklam
Amerikan William Linn Westermann'ın Kürtler Hakkındaki Görüşleri
Kürt Bölgesine asla gitmemiş olan Amerikalı uzman ise sevmiyordu Kürtleri: "Bir bakıma Kürtler, Kuzey Amerika kızılderililerini hatırlatıyor," diyordu: "Huyları pek ateşli, gücenik, intikamcı, entrikacı ve kalleşler. İyi asker, ama kötü lider olurlar. Hasisler, çok benciller, hiç utanç duymadan dilenirler ve hırsızlığa eğilimleri çok fazla."
Sayfa 435 - 1. baskı - Ekim 2004
Amerika'nın Tarihi Kürt Düşmanlığının Kökleri Ermeni Tehcirine Dayanır
Dünya haritası üzerinde bir Kürdistan görmeye herkesten biraz fazla ilgi duyan tek güçlü ülke İngiltere'ydi. Amerika'nın sempatisi Ermenilere dönük olduğundan, Kürtleri pek sevmezlerdi. Fransızlar bir manda talebi vermişlerdi ama amaçları daha çok, o talebi pazarlıkta kullanmaktı. 1919 sonbaharında İngiltere, Suriye üzerinde Fransızların haklarını kesin olarak tanıyınca, Fransa artık manda talebine ilgi duyuyormuş gibi numara yapmaktan bile vazgeçti. Ama İngilizlerin Kürdistan mandasını almasına itirazını yine de sürdürdü.
Sayfa 436 - 1. baskı - Ekim 2004
Makûs Talih
Kürdistan'ın kendine bir hami bulma şansı, Ermenistan'ınkinden bile azdı. Konu zaten Paris Barış Konferansı'nda yalnızca bir kere açılmıştı. Lloyd George 30 Ocak'ta Osmanlı topraklarıyla ilgili muhtemel mandalar listesini sunduğunda, Kürdistan'ı listeye dahil etmeyi unutmuştu. Sonradan alelacele eklerken, neşeyle gülerek, kendi coğrafya bilgisinin hatalı olduğunu söylemişti. Oranın Mezopotamya'ya ya da Ermenistan'a dahil sayılacağını sanmıştı, ama danışmanları öyle olmadığını söylemişlerdi. Yine de akıllılık etti, yeni mandanın sınırlarını belirlemeye kalkışmadı. Kürdistan'la ilgili pek çok şey gibi, sınırlar da sisli kalmayı sürdürdü.
Sayfa 434 - 1. baskı - Ekim 2004
İsmet İnönü'nün Lozan'da Akıldışı Olarak Sunduğu Musul Belgesi
Lozan'da çözülmeden kalmış bir sorun, Irak'ın kuzeyindeki Musul'du. Türk heyeti, Türk hükümetlerinin o günden bu güne hep kullandığı iddiayı kullandı, Musul'u talep etmelerinin nedenini, oradaki Kürtlerin aslında Türk olduğuna dayandırdı. Türk ekibinin başı gururla, ne de olsa Ansiklopedi Britanica da öyle söylüyor, diyordu. Musul konusuna, Kürtleri düşünmekten çok petrolü düşünerek asılmakta kararlı olan Curzon bozulmuştu. "Kürtlerin Türk olduğunu tarihte ilk defa keşfetmek, demek ki Türk heyetine kalmış. Daha önce hiç kimse bunu anlayamamış," diyordu. Musul meselesinin konferansı başarısızlığa uğratmasına ramak kalmıştı. Sonunda taraflar konuyu Milletler Cemiyeti'ne götürmekte mutabık kaldılar, Milletler Cemiyeti de 1925'te Musul'u Irak'a verdi.
Sayfa 443 - 1. baskı - Nisan 2004
Birleşik Krallık
Kürtler çok uzaklardaydı. Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu ucundaydılar. O tarihlerde, dünya kamuoyu üzerindeki etkileri de pek azdı. Savaştan önce Kürt bölgesini birçok kez ziyaret etmiş olan Mark Sykes hoşlanmıştı onlardan. Hoşlanmasının nedeni, güvenilir insanlar ve iyi savaşçı oluşlarıydı.
Sayfa 435 - 1. baskı - Ekim 2004