Parma Manastırı

Stendhal
Stendhal [Marie-Henri Beyle] (1783-1842): Genç yaşta teğmen olarak orduya girdi, Napoléon’un İtalya ve Rusya seferlerine katıldı. Almanya, Avusturya ve Rusya’da çeşitli askerî görevlerde bulundu. Bir dönem Marsilya’da ticaretle uğraştı, Trieste’de bir süre konsolosluk görevini sürdürdü. Fransız edebiyatında gerçekçilik akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Stendhal’in Parma Manastırı romanı aristokrasisi, sarayları, tutkularıyla İtalyan ruhunun muhteşem bir portesini çizer. 1839 yılında yayımlandığı anda başyapıt olarak kabul edilmiş, başta Balzac olmak üzere edebiyat tarihi boyunca çok sayıda romancı tarafından övülmüştür. Bertan Onaran (1937- 2017): Haydarpaşa Lisesi’ni, İÜ Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. İlk çevirilerini 1963 yılında yayımladı. 1964’te Memet Fuat’la tanıştı; eserlerini çevirdiği yazarlar arasına Gide, Sartre, Camus, Mayakovski katıldı. Ardından Saint-Exupery, Marguerite Duras, Albertine Sarrazin, Gilles Martinet’den çeviriler yaptı. Cervantes’in başyapıtı Don Quijote’yi ilk kez tam metin olarak çevirdi. Wilhelm Reich’ın bütün kitaplarını Türkçeleştirdi. André Malraux, Émile Zola, Stendhal, Panait Istrati, Eugène Ionesco, Alain Robe Grillet, Nathalie Sarraute’dan çeviriler yapan Bertan Onaran’ın 1972’de Beauvoir’dan aktardığı Konuk Kız’a TDK çeviri ödülü verildi.
Yazar:
Stendhal
Stendhal
Çevirmen:
Bertan Onaran
Bertan Onaran
Tasarımcı:
Hande Koçak
Hande Koçak
Tahmini Okuma Süresi: 16 sa. 19 dk.Sayfa Sayısı: 576Basım Tarihi: Ocak 2019İlk Yayın Tarihi: 1839Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıOrijinal Adı: La Chartreuse De Parme
ISBN: 9786052950685Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
591 syf.
8/10 puan verdi
#1001kitap~~~
Balzac, "Parma Manastırı" nı üst üste 3 kez okumuş ve olağanüstü diye nitelemiştir. 1mektubunda da 50 yıldan bu yana yayımlanmış kitapların en güzeli diye belirtmiştir bu hayranlığını. Balzac, onu göklere çıkarırken, pek çok eleştirmen yerin dibine batırmıştır Stendhal'i. Balzac'a yazdığı mektupta Savunduğunuz bu kitabı 60, 70 gün içinde
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
Reklam
576 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap 52 gün gibi kısa bir sürede yazılmış ve Balzac kitabı bir başyapıt olarak övmüştür. Bu bilgi kitabı daha çekici kıldı gözümde. Kitabın karmaşık yapısı -bana göre- isimlerden daha çok düşes, kont, markiz, kontes gibi unvanların söylenmesinden kaynaklanıyor fakat biraz ilerledikten sonra her şey anlaşılır hale geliyor zaten. Yine de dikkatli okumakta fayda var. Seven bir kadının neler yapabileceğini çok iyi anlatmış yazar. Aynı zamanda o dönemde yaşanan entrikaları, mevki sahibi olmak için dönen oyunları, kadınların yöneticiler üzerindeki etkilerini görmek de mümkün. Savaşmak için genç yaşta evden kaçıp daha sonra yaşadığı büyük sıkıntılara rağmen toplumun en saygın kişilerinden biri olan Fabricio’nun aşk ve fadakarlık kavramlarıyla işlenmiş hikayesi okunmaya değer.
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
576 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Bu Düşes iyiydi hoştu çoğu kez Fabrizio’nun hayatını falan kurtardı ama bencil biriydi. Aradaki yaş farkına rağmen, yeğeni olmasına rağmen, Fabrizio’nun ilk defa birini bu kadar sevdiğini görmesine rağmen Clelia ile ayırmak için her şeyi yapardı ve yaptı da. Düşes isteseydi Fabrizio’nun Clelia ile birlikte mutlu bir geleceğe kavuşmasını sağlayabilirdi. Göz göre göre Fabrizio’nun sadece kendine kalmasını istedi, saplantılıydı. Fabrizio da çok uçarı bir karakterdi kafasına ne eserse yapıyordu. Yok savaşa gideyim, yok Düşes’i göreyim, yok Clelia ile buluşayım, yok oğlumu alayım. Olurunu olmazını düşünmeden hedefine kitleniyor ve gerçekleştirmek için her şeyi yapıyordu. Arkasını da Düşes ve Kont Mosca topluyordu.
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
576 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Biz mi seçim yapıyoruz, yoksa seçimlerimiz mi bizi biz yapıyor? Kahramanımız Fabrizio genç yaşta Waterloo Savaşı’na katılmak üzere evden ayrılır ve bundan sonra aldığı kararlar ve yaptığı seçimlerle hayatı şekillenir. Savaşla başlayan olay örgüsü, ardından hapis, manastır derken sevgili kahramanımız Fabrizio, ordan oraya savrulur. Biz de bu olayların gidişatını izlerken, sarayda dönen entrikalara, makam ve mevki için yapılan dalkavukluklara, kadının gücüne ve yapabileceklerinin (hele de aşkı uğruna) sınırsız olduğuna şahit oluruz. Uğruna yaşadığımız ve uğruna çalıştığımız şey arasındaki büyük farkı gözler önüne seren, güzel bir eser. Lakin benim için “Kırmızı ve Siyah”ın yerini tutamayacağı kesin. Son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum ki benim için şaşırtıcı bir durum bu. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları benim en güvendiğim yayınlar arasında yer alır, lakin bu kitapta şaşırtıcı bir şekilde yazım hataları mevcut. Az da olsa çeviri ile ilgili de bir kaç sıkıntı var. Bin beş yüz sayfayı bulan eserlerinde bile böyle bir sıkıntıyla karşılaşmamıştım, fakat bu kitapta bu kadar çok yazım yanlışını görünce ister istemez şaşırdım. Okuyacak arkadaşlar bunu da dikkate alırlarsa iyi olur. Keyifli okumalar.
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
Reklam
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Stendhal için hep değeri bilinemeyen yazarlardan biridir derler, kesinlikle öyle. Onun romanlarındaki psikolojik tahlillerde hep kendimden bir parça buldum. Bu romanda sizi alıp, entrikalar ve pişmanlıklar dolu bir deryada bırakıyor...
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
576 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Selam sevgili okur! Kitap hakkında düşüncelerimi nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum ilk defa. Gerçekten hiç beğenmedim, keşke yarım bıraksaydım diyip susmak isterdim ama nedenlerini de belirtmek istiyorum İlk defa bir klasik beni hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü kitap peşpeşe yaşanan olaylar dışında pek bir şey barındırmıyor. Klasik eserlerde sıklıkş karşılaşıp etkilendiğimiz bir karakter analizi yok. Sadece hız kesmeden devam eden çoğu da gerçek dışı olan olaylar var. Gülün Adı kitabındaki gibi bir manastır hayal ettim o da yok. Hiç etkileyici tasvir yok. Sanki gazete haberi okur gibi soğuk bir tonda, edebi dilden uzak bir anlatımı vardı. Arada bir ensest durumu var, buna çok takılmadı ama rahatsız edici bulanlar olabilir. Üzgünüm ama bana hiçbir şey katmadı ve uzun da bir eser bu nedenle tam bir zaman kaybı oldu. Aranızda okuyup seven varsa eğer neden sevdiklerini duymayı çok isterim. Keyifli okumalar dilerim. İsterseniz YouTube kanalıma da bakabilirsiniz. youtube.com/c/EL%C4%B0FBEGE...
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
576 syf.
8/10 puan verdi
Kitap yaklaşık 1 aydır elimde çürüyor desem yeridir. Bu kitabın boğuculuğu veya sıkıcılığından değil tamamen kendim yüzümden. Sonunun elbette hayal ettigim gibi bitmeyeceğini biliyordum ama bu kadarı sanırım fazla geldi.. içimde hep bir umut vardı istediğim son için. Açıkçası yazarın kalemine alışmakta zorlandım ilk 40 veya 50 sayfa sizi boğsa bile bırakmayın derim. Hepinize iyi okumalar ♡♡
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
576 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Pislik ve Ölüm
Lise döneminde okuduğum ilk hacimli kitapti Parma Manastırı, Stendhal'in Realist yaklaşımı gerçekten çok güzel idi. Avrupa, Asya'dan gelen Veba ile kırılırken aynı zamanda karanlık dininde altında eziliyordu. Veba ölümlerini şeytan işi olarak görüp, cadı avına çıkmışlardı. Ayrica şehir devletleri halinde yaşayan İtalyanların kendi aralarındaki ve düşmanları Fransizlarla olan mücadelelerini ele almıştır. Lise de okuduğum için ürkütücü gelmişti bazı şehirlerde veba yüzünden insan kalmamıştı. Kedileri dahi öldüren akılsız insanların pislikten yayılan hastalık karşısında çaresiz kalmasi çok ibretlik bir durumdur. Temizlikle İlgili büyük sıkıntılar söz konusu bu dönem için. İnsanlar evlerde tuvalet olmadığı için pisliklerini sokaklara döküyordu. Öyle ki bazen kafanıza yağmur gibi pislik yagabiliyirdu çünkü lazimliklari pencerelerden sokaklara döküyorlardi. Veba pisliğin olduğu yerde çok çabuk ürerken, temizlikten yoksun olan Avrupa o dönemde nüfusunun yarısından fazlasını kaybetmişti. Devletler sokaklardaki ölülerin toplanması için görevliler tutmuştu. Ölüm çok basit bir olgu haline gelmişti. İnsanların yüzlerinde vücutlarinds çıkan siyah lekeler ölümün ilk kesin habercisi konumundaydı..
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
Reklam
576 syf.
3/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Biz akıllı dört kadın, benim isteğim sonucu dedik ki, Parma Manastırı'nı okuyalım. Ama gelin görün ki sonuç hüsran. Ben ilk 200 sayfaya kadar sorunun kendimde olduğunu düşünüyordum, kızlarla konuştuktan sonra anladım, sorun bende yada bizde değil kitapta Bu kadar övülen, yere göğe sığdıralamayan, Tolstoy'un Stendhal ve Parma Manastırı
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
576 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Nasıl bir klasik okudum ben :) okurken epey zorlandım diyebilirim. Kitabın içerisinde aşk , entrikalar , karmaşıklık ne ararsanız var. 52 günde Stendhal neler neler yazmış. Baş karakterimiz Fabrizio ve halası Düşes. Düşesin Fabrizio ya bağlılığından dolayı yaşanan entrikalar bitmek bilemedi. Fabrizio da çok aklı başında bir genç değildi tabi ki :) Halasın sürekli arkasını kollayacağını bildiğinden akıllanmakta pek istemedi. Kitap biraz daha uzun olsaydı bitirebilir miydim bilmiyorum. Tavsiye eder misiniz derseniz ondan da pek emin değilim. Çünkü kitabı iki üç kere okuyupta hala anlayamadığını söyleyen kişiler de varmış :)
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
576 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Tam bir Fransız Klasiği. Sevgi, aşk, inanç, entrika, savaş, bürokrasi, acı son ve insana dair daha nicesi. Romanı güzel kılan en uç detay ise, Napolyon dönemi İtalyan monarşisi içerisinde geçen bir kurguya sahip olması. Stendhal’ın ‘Elli İki’ günde tamamladığı ve Balzac’ın göklere çıkardığı bu eseri uzun uzun anlatmanın lüzumu yok. Fakat söylemeden geçemeyeceğim bir insaf var okura karşı bu kitapta; yazar, çağlayan gibi akan ve insanı okurken içine hapseden bu eserin hüzünlü sonunu; bir cellat ustalığıyla tek hamlede keserek tamamlıyor. Acıyı hissetmeye olanak vermiyor. Ve kaleminin ustalığını okurun insafına bırakıyor, haliyle övgüyü sonuna kadar hak ediyor. Sayfa sayısının çokluğu gözünüzü korkutmasın, kesinlikle sıkılmadan ve kopamadan bir solukta tamamlayacaksınız. Bir de ek olarak; İşbank Hasan Ali Yücel serisinden okumayı düşünüyorsanız, ilk basım olmasının getirdiği, bir kaç teknik aksaklığı, yazım yanlışı ve dizgi hatasını görmezden gelmeye hazırlamalısınız kendinizi.
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
539 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Parma Manastırı, Stendhal 'ın 52 günde yazdığı ve benim de 14 günde ancak okuyabildiğim eserdir. Kitap, sürgünden kaçarak ordusunun başına yeniden geçen Napolyon'a hayran genç soylu Fabricio del Dongo'nun da sarayından kaçıp, Napolyon'un ordusuna katılmasıyla başlıyor. Bu kısım gayet ilgi çekiciydi aslında. Daha sonra savaşın bitmesi ile saray entrikaları başladı ki bu kısımda okuma hızım bayağı düştü. Herkes bir dolap çeviriyor, iki siyasi grup arasındaki çekişmeler, aşk üçgenleri derken olaylar bir hayli karışık ilerliyor. Tabi Fransa 'da Restorasyon Dönemi olarak adlandırılan bu dönemin insanının psikolojisini anlatması bakımından önemli bir eserdir muhakkak. Ama ben kitabı okumakta zorlandım açıkcası. Şunu söylemekte de fayda var : Kitabın İletişim Yayınları baskısında kronolojik olarak dönemin olayları verilmiş. Bence bu yararlı ve okumayı kolaylaştıran bir durum olacaktır. Okuyacaksınız öyle tercih edebilirsiniz.
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
576 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Ah Kırmızı ve Siyah, Nerdesin
Fransız yazar Stendhal bu kitabında İtalya aristokrasisini ve yaşayışını, debdebesini, saray entrikalarını anlatmış. Kahraman Fabrizio adında , bir Kontun oğlu olan genç bir delikanlıdır. Fabrizio Napolyon un Waterloo savaşlarına gizlice katışmış ve bir çok badireden kurtulup Parmaya dönebilmiştir. Kendisini çok seven halasının himayesinde hayatta kalmayı başarabilmiş ve kapatıldığı kaleden kurtulmuştur. Stendhall kitabı tıpkı diğerlerinde olduğu gibi sonlandırmış mutsuz sonların harika bir örneğini göstermiştir. Ben bu Romanı çok beğendiğim Kırmızı ve Siyah romanı kadar başarılı bulmadım. Halbuki bu kadar hacimli bir Romanda ve Stendhal ın kaleminden çıkan bir romanda daha çok siyasi tahliller, ahlaki mesajlar ve erdemler üzerine değerlendirmeler beklerdim. Zira bunlar Kırmızı ve Siyah da ziyadesiyle mevcut. Kitap, Fabrizio adında gencin başpiskopos olma yolunda geçirdiği serüvenlerden, saray entrikalarından, bürokratik saçmalaıklardan ve aşk kısır döngüsünden öteye geçememiş. Ben hayal kırıklığı yaşadığımı itiraf ediyorum. Kitabı ilginç kılan tek şey yazılmasına sebep olan olay. Fakat ilerisi maalesef keyif vermedi. Aristokrasi ve burjuvazi anlatımları o kadar çok ki kabak tadı veriyor. Fransız, Rus, İtalyan hepsi aynı. En sevdiğim Hugo da bile bunu görebiliyorsunuz. İyi okumalar diliyorum
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,636 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.