Kitabın sunuşunda;
Karakoç'un şiirleri, halkımızın vicdanının sesi, gönül dünyamızın aşk hâzinesi, irfanımızın bilge nefesi, zulme karşı kıyamın besmelesi, Anadolu'nun mertlik öfkesi ve bu toprağın isyan çığlığı olmuştur.
O aynı zamanda; kıvrak bir dille kaleme aldığı siyasi taşlamaları, ince ve keskin bir zekâ ürünü olan ve taşı gediğine oturtan mükemmel hicviyeleriyle de haklı bir ün kazanan çok büyük bir heccavdır.
diye başlanmış ve ilk defa bir kitabın sunuşunda bir yazarı bu kadar iyi tanımışımdır.
.Kitaba gelecek olursak; Karakoç'un dediği gibi 'Siyaset sofrasında bizi yiyenler vardı.' bu yüzden siyasetten hep uzaktım. Karakoç bu şiir kitabında ise 2000'li yıllardaki siyaseti sağlam bir kalemle eleştiriyor ve ben okudukça günümüzdeki siyaseti görüyorum.
.
'Baştaki tosunlar sebebin başı
Sofradan çalmışlar ekmeği, aşı
Namuslu yaşayan her vatandaşı
Ahmaktan saymışlar evcibâlâda'...
.
.Okurken o dönemi anlamak için eski Müdürümü (kendisine ayaklı ansiklopedi deriz:) ) aradım ve kısa öz olarak 2000'li yıllardaki siyasetten bahsetti. Bu konu uzun bir ara uzun uzun konuşuruz dedi ve kapattık. Ben ise o bir arayı beklemeye başladım. Şimdi de kalemi ve şiirleri üzerine konuşmak istiyorum. Basit düzeyde değil ama her kelimesini her cümlesini ayrı ayrı...
Ve çok şiirini paylaşmak istiyorum ama yine Karakoç'un dediği gibi 'Siyasi kanallara girmek şu günlerde pek akıl kârı değildir.' diyerek kendime aldığım notları yazarak bitiriyorum.