Quotes

See All
Erotik insan, büyüsüne kapıldığı görünüşü, kalabalık içerisinde yitirmez; tam tersine, ona kalabalık aracılığıyla kavuşur. Kentlinin mutluluk kaynağı, ilk bakışta vurulmaktan çok, son bakışta aşık olmaktır. “Asla”, karşılaşmanın doruk noktasıdır; sonuçsuz kalmış gibi gözüken tutku, aslında ilk kez bu noktada bir aleve dönüşerek şairden fışkırır. Şair, bu tutkuyla yanıp tutuşur, ama bu tutkudan bir anka kuşu doğmaz.
Sayfa 140
''Anımsama ile uyanış arasında son derece sıkı bir bağ vardır..''
Reklam
Uzun süre belli bir hedefi olmaksızın yollarda yürüyen, biraz sonra kendini bir tür esrikliğe kaptırır. Yürüme eylemi, atılan her adımla birlikte daha bir güç kazanır; bistroların, dükkanların, gülümseyen kadınların baştan çıkarıcılığı gittikçe azalır; buna karşılık bir sonraki sokak köşesinin, uzakta, sisler içerisinde uzanan bir meydanda yürümekte olan bir kadının sırtının çekiciliği daha karşı konulmaz olur. Ondan sonra açlık gelir. Ama Flaneur bu açlığı dindirmenin belki de yüz yolundan birini bile öğrenmek istemez; bunun yerine yabancısı olduğu bir mahallelerde bir hayvan gibi dolanıp yiyecek arar, kadın arar; ta ki bitkin düşüp, onu yabancı ve buz gibi bir ifadeyle kabul eden odasında, yatağında çöküp kalana kadar. Bu tipi yaratan, Paris olmuştur. İşin tuhaf yanı, Roma olmamasıdır. Peki neden? Şundan: Roma’da rüyalar bile çok daha düz yollardan geçmez mi? Ve bu kent, her kaldırım taşıyla, her dükkan tabelasıyla, her basamakla ve her bina girişiyle, bir bütün olarak yayaların rüyalarına sığmayacak kadar, konularla, anıtlarla, alanlarla, ulusal değerlerle dolu değil midir?
Sayfa 263
“Asıl uzaklık yaklaşılamaz olandır.”
Çünkü uyanış, hileden yararlanır. Kendimizi rüyaların evreninden hilenin yardımıyla çözeriz.
Sayfa 266
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.