Patavatsızlar, Beyefendiler ve Düşnürler Gözüyle, Kadın

Gürbüz Azak

Oldest Patavatsızlar, Beyefendiler ve Düşnürler Gözüyle, Kadın Posts

You can find Oldest Patavatsızlar, Beyefendiler ve Düşnürler Gözüyle, Kadın books, oldest Patavatsızlar, Beyefendiler ve Düşnürler Gözüyle, Kadın quotes and quotes, oldest Patavatsızlar, Beyefendiler ve Düşnürler Gözüyle, Kadın authors, oldest Patavatsızlar, Beyefendiler ve Düşnürler Gözüyle, Kadın reviews and reviews on 1000Kitap.
İngiltere'de, hani şu demokrasinin beşiği saydığımız durmuş oturmuş ülkede 1890'lara kadar kadınlar kocaları tarafından keyifleri istediği gün pazara çekilir bir güzel satılırdı.
"Et Pazarı" adı verilen alış-veriş yerlerinde durum normal olaylardan bilinir, kadınlar pazarlıkla el değiştirirdi. Beyefendi (yani koca) işi baştan kabullenmiş hanımefendiyi ( yani kadını) boynuna bir ip bağlıyarak çeke çeke satış meydanına getiriyor. İple çekilip ortaya sürülmüş yığınla kadın ve pazar yerinde onların etrafında gezinen bir sürü alıcı erkek... Manzaraya bakınız.
Reklam
On dördüncü Yüzyılın Avrupa ihtiyar kıt'asında kuşaklar boyu sürecek müthiş bir tartışmaya girişilmişti. Yazarlar, halk hikayecileri, politikacılar, saraylılar, entelektüeller bu konuyu ömür boyu konuşmaktan hiç yorulmadılar. Bir sonuca ulaşanlar da oldu, tartışmaktan vazgeçenler de... Konu şuydu: "Kadının ruhu var mı, kadın aslında bir şeytan mıdır?"
Doğulular her şeyde olduğu gibi bu işin de öncüsüydüler. Avrupa' dan iki asır evvel de Doğulu bilginler, bilhassa Bağdat ekolü aynı soruyu kendilerine biraz farklıca; ama, alabildiğine iddialı sormuşlardı: "Kadın insan mıdır?"
Bir erkekle mutlu olmak için onu çok anlamak, az sevmek gerekir... Bir kadınla mutlu olmak için ise onu çok sevmek ve hiç anlamaya çalışmamak gerekir.
Bir şiir: Sokaktaki adama da, meraklıya da, süper zekalara da ayrı ayrı, fakat birbirinden farklı dünyalar bağışlar.
Reklam