Paulina 1880

Pierre Jean Jouve
Bir kitapta eski bir Alman mistik yazarın şu sayfasına rastlamıştı Paulina: "Ya Tanrı seni Cehenneme atmayı isterse? -Beni Cehenneme atmak mı? İyi yürekliliği bunu yapmaktan alıkoysun onu. Ama gerçekten beni Cehenneme atarsa, ona sarılacak iki kolum olacaktır. Bir kolumu, gerçek alçakgönüllülük kolumu O'nun aşağısında tutarak Kutsal İnsanlığıyla birleşirim. Kutsal tanrısallığına eklenecek aşkın sağ koluyla da O'na öyle bir sarılırım ki, benimle Cehenneme gelmesi gerekir."
Gerçek dışı bir gerçeklik vicdanına yükleniyordu, hiçbir zaman önceden kestirememiş olduğu bir şey.
Sayfa 93 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dünyamız bize ait, diğer bütün insanlar bunun dışında,ne anlayabilirler ne de söz sahibi olabilirler.
Sayfa 57 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
“Paulina yaradılış olarak Napoli’deki Vezüv yanardağı gibi ateş ve duman karışımıydı, bazen o kadar neşeli olurdu ki, sanki gökyüzü kendisi için aralanacakmış gibi gelirdi ona, ya da öylesine üzüntülü olurdu ki, o gece kendisini atacağı gölün en derin yerini arardı gözleriyle.”
Ah günahkar. Kaçıyorum, geri geliyorum. O susuyor. Çünkü ruhum yeterince boş değil, hala benden bir şeyler duruyor orada.
Sayfa 109Kitabı okudu
Neredeyse yaşamıyordu. Hep harika bir şeyi bekliyormuş duygusuna kapılıyordu.
Sayfa 34 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Birçok kez kayboldum. Önceleri usulca, sonra çılgınca kaybettim kendimi ve her şeyi unuttum.
Yirmi yaşın sabah neşesi, tanıyorum seni, ama ben aşk ve acıyla kutsandım!
Sık sık düşünüyorum, şu küçük vahşi ruhu iyice anlayabiliyor muyum, diye. Bir vahşisin sen. Ne iyiliğim dokunabilir ona? Yararına olacak ne verdim ki ona? Kont başını ellerinin arasına alıyordu. -Ne arıyorsun? Senin alanın, Paulina'nın yaşam yeri neresi? Nereye gidiyorsun? Bütün gücünle amaca doğru koşuyorsun, ama amaç ne? Bu sorular ve daha pek çoğu uykumu kaçırıyor çok zaman.
" O yalnız. Ben yalnız. Hüzünlü bir sahneydi. "
Sayfa 65 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ruhunu işliyordu, buna dört elle sarılıyordu.
Sayfa 151 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İçinde yaşam olan bir yaşam sürüyorum. Oysa diğeri, senin yaşadığın, kanla beslenen yaşam bir görüntünün gölgesi.
Sayfa 127 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Saman gibi bir adamdı, ama kıvılcımlar saçarak yanmaya hazır, kaliteli biri.
Paulina yaradılış olarak Napoli’deki Vezüv yanardağı gibi ateş ve duman karışımıydı, bazen o kadar neşeli olurdu ki, sanki gökyüzü kendisi için aralanacakmış gibi gelirdi ona, ya da öylesine üzüntülü olurdu ki, o gece kendisini atacağı gölün en derin yerini arardı gözleriyle. Bütünüyle içtendi, her rolde tamamen kendisi vardı; eğer ölmeye karar vermişse hemen eski bir elbise hazırlar, son mektubunu yazar, güneşin batışından önce bineceği sandalı seçerdi. Hemen ardından rüzgar yön değiştirir ve yeniden neşeleniverirdi.
“Ya Tanrı seni Cehenneme atmayı isterse? -Beni Cehenneme atmak mı? İyi yürekliliği bunu yapmaktan alıkoysun onu. Ama gerçekten beni Cehenneme atarsa, ona sarılacak iki kolum olacaktır. Bir kolumu, gerçek alçakgönüllülük kolumu O’nun aşağısında tutarak Kutsal İnsanlığıyla birleştiririm. Kutsal tanrısallığına eklenecek aşkın sağ koluyla da O’na öyle bir sarılırım ki, benimle Cehenneme gelmesi gerekir.”
Sayfa 100Kitabı okudu
Resim