Özgürlük budur belki de ;sürekli bir yersizlik, sürüp giden bir yol..
Reklam
Aşk, sırtı kambur bir çakalın hırıltısıyla seslendi yüreğime.
Sayfa 225 - Agapi yayınları
400 syf.
·
Puan vermedi
SERHAT GÜVEN &PEPUK Bu kitapla üniversite yıllarımda tanışmıştım hikayesi o kadar derinden etkilemişti ki beni tekrardan alıp okudum "Pepuk kuşuyla ilgili, Anadolu'da anlatılan çok eski bir efsane vardır. Aydın, Tunceli ve Diyarbakır üçgeninde geçen bu hikaye, pepuk kuşu efsanesinin yeniden canlanıp dile gelişidir." Okumak için Ege'nin küçük kasabalarından birine gelen bir grup arkadaşın değişen, değiştikçe kenetlenen, kenetlendikçe kararan hikayesini okurken, kulağınızda Eren'in buğulu sesinden bir şiir duyacak, teninizde Ege'nin turunç esintisini, damağınızda karanfilli çayın tadını ve kalbinizde sevdiklerinizden ayrılmanın acısını hissedeceksiniz. Kitabı okurken yüreğiniz sızlayacak, gözleriniz dolacak belki biraz da gülümseyereksiniz . Kitabın son sayfasına gelince de öyle bir hayrete düşeceksiniz ki... Alıntı: "Bakma. Bakma, gözlerinde müebbet ömür biçilir, yıkılır aşılmaz sandığım dirayetimin bentleri, bakma. Bakma acım diner, yaram düşer bakma. Kaldır nazarındaki tılsımını, yükünü benim diyen katarlar taşıyamaz, yalvarırım bakma...
Pepuk
PepukSerhat Güven · Agapi Yayınları · 2016228 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Pepuk kuşu efsanesini bilir misiniz? Bu kitabı görene kadar bilmiyordum ben. Bu efsane Doğu’da bilinirmiş aslında. Dersim yöresinde geçtiğine inanılan aileden çocuklara aktarılan bir efsane. Ferhat Tunç’un seslendirdiği “Uçurum” şarkısı da bu efsaneden bahseder. Tıpkı Serhat Güven’in “Pepuk”ta bahsettiği gibi. Pepuk kuşunun Türkçe karşılığı guguk kuşudur. Efsanenin kökeni aslında bize hikayelerde anlatılan kötü üvey anne tiplemesinden ortaya çıkmıştır. Ama efsaneyi onlardan ayıran en büyük fark da iki kardeşin birbirlerine olan bağlılıklarıdır. Kitaba gelecek olursak kitabın dili oldukça akıcıydı. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen Anadolu'da yaşanan bir efsaneyi konu alarak hikayeyi hoş bir şekilde yazıya dökmüş ve gayet güzel olmuş. Okumak için Ege’nin küçük kasabalarından birine gelen bir grup arkadaşın değişen, değiştikçe kenetlenen, kenetlendikçe kararan hikâyesini okurken, kulağınızda Eren’in buğulu sesinden bir şiir duyacak, teninizde Ege’nin turunç esintisini, damağınızda karanfilli çayın keskin tadını ve kalbinizde sevdiklerinizden ayrılmanın acısını hissedeceksiniz. Kitabın son sayfasını okuyup kapağını kapattığınızda, pepuk kuşunun acı çığlığını duyarsanız eğer irkilmeyin, çünkü artık onun ne söylediğini çok iyi anlıyor olacaksınız.
Pepuk
PepukSerhat Güven · Agapi Yayınları · 2016228 okunma
"İnsanlar bazen gerçeği öğrenmek değil, inanmak istediği şeyleri duymak ister."
Reklam
Huzur , annemin avucundaki kınanın içimi ısıtan kokusudur.
Bizim büyüdüğümüz coğrafyanın yazgısı olsa gerek. Herkes kendinden öncekinin yaptığının bedelini öder
"Vicdan bir insanın en büyük düşmanıdır ve bir çok hapishaneden daha fecidir hissettirdiği boğulmuşluk. Eğer vicdanı rahatsa, müebbet mapus bile olsan hürsün demektir. Ruh, demir parmaklıklarla sıkştırılamaz,ona ancak vicdan muhakemesiyle azap çektirebilirsin."
Sayfa 119 - Eren
400 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba sevgili okurlar, Değişik bir kitap ile sizlerleyim. Bir şehit kızı olan Yelda'nın, üniversiteye başlaması ve sonrasında gelişen olayları anlatıyor kitap. Siyasi konuların ele alındığı, bazen Türk-Kürt, Alevi- Sunni tartışmalarından doğan olaylar ve sonrasında getirdiği sonuçlar... Yaşanılan olaylar merak uyandırırken sonunda ne olacağı konusu da kitabın kendini çabucak okutmasına sebep oluyor. Sonunda ortaya çıkan gerçekler de tahmin etmesi güç olaylar. Tabi ki bu merakınızı gidermek için kitabı okumanız gerekecek. Olayları çözmeye çalışırken kitabın çabuk bitmesine şaşıracağınıza da eminim. Şimdiden iyi okumalar
Pepuk
PepukSerhat Güven · Agapi Yayınları · 2016228 okunma
Reklam
Hangi kente sığınsam Çarcıradır bütün meydanlar Ferman verilir,mahkemeler kurulur Sorgulanır tenim,kurulur kalem… … Hangi mevsime sığınsam, Dökülür yaprakları akasyaların, Neşter vurulur bahara, Kan kaybeder gelincik…
Benim çizdiğim rotada ne iskele vardı ne sancak. Ne aşk ne de merhamet. Beşeri duygular benim çizdiğim inandığım ve yürümek istediğim karanlık yolda ya hendek olurdu ya da tümsek.
Diyarbakır kokardı saçların gözlerin Bahrevan...
Resim