Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Peygamber Efendimiz'in Hayatı

Ahmed Cevdet Paşa

Quotes

See All
Fahr-i Âlem Hazretleri; "Ben birtakım itikâdı zayıf olan yeni Müslümanları çekmek ve kalplerini ısındırmak için ganimet mallarından onlara fazlaca hisse verdim. Onlar malı alıp memleketlerine gidecekler. Sizde Resulullah'ı alıp kendi diyarınıza götürmeye razı değil misiniz?"buyurdu. Cümlesi razı ve hoşnuduz dediler ve peygamberimizin bu iltifatından memnun ve müteessir olup ağlaştılar.
Sayfa 267 - Huneyn ganimetlerinin taksimiKitabı okudu
Çünkü bir asırda muteber ve meşhur olan her ne ise; o asırda gönderilen peygamberin mucizeleri ona göre olurdu. Mesela Hazreti Musa (a.s) asrında sihirbazlık pek şöhret bulduğundan, Cenab-ı Hakk ona asasının ejder olarak sihirbazlara üstün geleceği mucizeler verdi. Hazreti İsa (a.s.) asrında da Hikmet pek ileri olduğundan Cenab-ı Hakk onu âmâların gözlerini açmak ve ölüleri diriltmek gibi tabiblerin yapamayacağı mucizelerle gönderdi. Hatemül Enbiya Muhammed Mustafa hazretlerinin asrında ise, şiir ve inşâ pek ziyade ilerlemişti. Arapların gerek medenileri ve gerek bedevileri arasında fesahat ve belâgat, insanın kıymet ve üstünlüğünü belirleyen bir ölçü olmuştu... Bu sebepten Fahr-i Alem hazretlerine belâgatın en üst mertebesinde olan bir kitab-ı Kerim nazil oldu. Onun mislini getirmekten ve hiç olmazsa bir suresine nazire (benzer söz) söylemekten bütün fasih ve beliğ bilinen kimseler aciz kaldı. Halbuki sure sure ve ayet ayet nazil oldukça Resul-i Ekrem onu ümmetine okurdu ve buna nazire söyleyemezsiniz diye bütün füsaha ve büleğaya (fasih ve beliğ zatlara) meydan okurdu. Nitekim ayeti celilede mealen: “Bu Kuran’ın mislini vücuda getirmek üzere ins ü cin bir yere gelseler, birbirlerine yardımcı olsalar dahi onun mislini vücuda getiremezler.(İsra,88)” diye buyruldu. İnkar eden ve düşman olan bunca fesahat ve belagat sahipleri içinde bir şahıs yahud bir topluluk çıkıp da onun bir kısa suresinin bile benzerini söyleyemedi.
Sayfa 68
Reklam
Bilmem bu iki şeyin hangisiyle ferahlanayım, Hayber'in fethiyle mi yoksa Ca'fer'in gelişiyle mi?
Sayfa 220 - Çamlıca Basım YayınKitabı okudu
Mekke civarında Suk-ı Ukaz denilen yerde her yıl Zilkade ayında büyük panayır kurulup, oraya her taraftan şairler ve edipler toplanırdı. Güzel şiirler ve seçkin hutbeler okunur, söz meydanında yarışlar olur, birinci gelenler herkesin takdirini kazanır ve şiiri Kabe duvarına asılırdı. Kabe duvarına böyle asılmış yedi kaside vardı ki onlara “Muallakat-ı Seb’a” denilirdi. Onların birincisi İmri’ül Kays’ın kasidesi idi ve en yukarı asılmıştı. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) peygamberliğine kadar öylece kalmıştı.
Sayfa 15
Kuss bin Sâide'nin Hutbesinden ... Ne mutlu o kimseye ki ona iman edip de o da ona hidayet eyleye. Vay o bedbahta ki ona isyan ve muhalefet eyleye. Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere...
Resûl-i Ekrem de "Kim ki Ebû Süfyân'ın evine girerse emındir. Kim ki Mescid-i Şerife girerse emîndir. Kim ki evine kapanırsa emîndir. Kim ki silahını terk ederse emîndir. Kim ki Hâkim bin Hızâm'ın evine girerse emîndir." buyurdu.
Sayfa 245Kitabı okudu
Reklam
Hendek Savaşı esnasında
"Ya Rab, amcam Ubeyde Bedir'de ve amcam Hamza Uhud'da şehîd oldular. Yanında bir birâderzâdem Ali kaldı. Sen onu muhâfaza eyle, beni yalnız bırakma." diye dua etti.
Sayfa 188 - Çamlıca Basım YayınKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.