Kıymetli Okuyucular,
Kur’ân-ı Kerim’de açılan tüm peygamberlerin ve toplulukların kıssaları, tüm kulların yaşayışlarına rehber olmaktadır. Evvel imtihana tabi tutulan kulların yaşadıkları her bir olay, insanların fıtratını ve iç alemindeki olaylarını göstermektedir.
Bir makinanın kullanma kılavuzu gibi, Allah kulun yaşayış kılavuzunu Kur’ân ve elçisine verdiği hikmetlerle bildirmiştir. Kullara kendilerinin cismi de dahil tüm cisimler sorumluluklarla emanet edilmiştir. Kulların bu cisimleri Allah’ın sultanlığına göre tertipleyerek halifeliğini icra etmesi gerekmektedir.
Kulların kendi arasındaki işleyişlerinde telif, patent gibi hakları olup bunlara kendileri riayet göstermektedirler. Göstermedikleri vakit hak sahibi, o kuldan hakkını alarak cezaya uğratmaktadır.
Tüm mevcudatın varlığını meydana çıkaran, onları güzel şekilde birbirlerine ahenkli yapan kişi ve onun işleyişinin olduğunu bilmemiz gereklidir. Bu kişi Allah’tır. Onun hükümdarlığı içinde işleyiş hükümleri neyse ona uymamız ve ona göre hareket etmemiz gerekmektedir. Tüm cisimlerin telif, patent gibi haklarının hepsi O’nundur.
Hükümlerle cisimlerin işleyişleri güzel şekilde icraa edildiği vakit hayra, tersi yapıldığı vakit şerre dönüşmektedir. Hayra vesile olan hayırlarda daim tutulacaktır. Şerre vesile olan şerrin içinde kendisi bedbaht olarak kalacaktır.
Dünya âlemi bir elek gibidir. Kullar bu elekten geçirilerek kimde ne varsa tane tane dökülür. Dökülen şeyler neyse o kullar onlara sahip olacaktır.