Peygamberlerin Vasıfları ve İsmet Sıfatı

Melikşah Sezen

Newest Peygamberlerin Vasıfları ve İsmet Sıfatı Quotes

You can find Newest Peygamberlerin Vasıfları ve İsmet Sıfatı quotes, newest Peygamberlerin Vasıfları ve İsmet Sıfatı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Sıdk, lügatta vakıaya uygun bulunan söz doğruluk mânâsına gelen bir kelimedir. 'S-d-k' kökünden türemiştir. İstılahi mânâda ise peygamberlerin doğru sözlü olduklarını, vakıaya, kalplerine, zihinlerine ve en önemlisi vahye uygun konuştuklarını ifade eden bir kelimedir. Sıdkın zıttı olan kizb ise vakıaya uygun olmayan sözdür ki bundan kasıt beyan edilen ile düşünülen, hissedilen, bilinen arasında mutabakatın olmasıdır. Mesela, Kur'an-ı Kerim'in Allah kelamı olduğunu kalben inanmayan bir kimse dili ile 'Kur'an kelâmullahtır' dese bu söz zahiren doğru bir beyân olsa dahi söyleyen hakikatte sıdk sahibi olmayacaktır.
Şunu evvelce ve açıkça ortaya koymak gerekir ki peygamberler beşer olmaktan müstağni değillerdir fakat beşer içerisinde alelade mevkide de değillerdir. "Onlar beşerüstü değil, beşerin üstünüdürler."
Reklam
Ebû’l-Berekât en-Nesefî
“Kesinlikle peygamberin, sözlerinde ve fiillerinde şahsiyetlerini zedeleyecek, kadrini gözden düşürecek şeylerden masum olması gerekmektedir. Şâyet enbiyanın hakkında (bu kabilden) bir şey cereyan edecek olsa Rabbi onu tenbîh eder; ihmal etmez.”
Sayfa 120 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Peygamberlerin ismeti denilince zihinlerde tam olarak belirmesi gereken kapsamlı ölçüyü artık; “günaha imkân olup güç yettiği hâlde, peygamberlerin büyük yahud küçük bir günahı iradesiyle işlemeyeceği, bu günahtan hem ruhî istidadı hem de bu istidadın lütfu olarak Allah Teâlâ’nın yardımıyla muhafaza olunması” olarak tarif edebiliriz.
Sayfa 75 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Ölçü şudur: Peygamberler beşerdir ve onları beşerlikten ilahiliğe çıkarmadan, bu sınırı ihlal etmeden yine beşer içerisinde en yüce mevkiye koymakta ve bunu ifadelere dökmekte bir beis yoktur.
Sayfa 69 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Kişiler kendilerine verilen aklî, ruhî, fizikî imkân ve lütufların karşılığında diğer insanlardan -‘mecburî’ olmamak lakin ‘vicdanî’ olmak kaydıyla- daha fazla memuriyet ve mesuliyet yükümlülüğü altındadırlar.
Sayfa 50 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.