"Kime güveniyorsunda teslim ediyorsun geleceğini. Ne kokuyor artık şiirlerin? "Pirayesiz lâl olur benim dilim" derdin ya, şimdi kimce konuşuyorsun?"
"Uzaklaştığını sanma. Anladım ki, insan kendisinden taşınamıyor."
"Piraye olmak, Nazım'ın aşk tanımı olmaktır. Gerisi, ilerisi teferruat.. "
"Yine 21.00 oldu saat ve yine ben, zihninin bir köşesinde kalemine kelime olabiliyor muyum? Ruhundan kâğıda damlayan hâlâ ben miyim?"
"Seni affedeceğim, sana yeniden kanacağım. Kendimi hiçbir manası olmayan kocaman yalanlarıma inandıracağım. Sana geleceğim dilediğin gibi. Senden gitmek ne mümkün.." Yeni başlamış olmama rağmen, kitabı yarıladım. Yarısında olmama rağmen o kadar çok şey yaşadım ki kitabı okurken; aşk, aldatılma, vazgeçiş, kabulleniş, aşka yeniliş tarif edemediğimiz duygular.. Gerçek yaşanmışlıkları okudum bu kitapta. 'Yaşanmışlık ve eksik kalmışlıklar sadece cümlelerin içine mi haykırılabilmişti?'diye sordum kendime her bölüm sonunda sanırsam.. Ve son olarak bu kitabı, bu yaşanmışlık ve eksik kalmışlıkları, öyle güzel, öyle içten, öyle yürekten kelime ve cümlelerle birleştirip aktarabilen saygıdeğer yazar Nazan Arısoy ' a çok teşekkür ediyor, kaleminin, başarısının devamını diliyorum..
